Sevdiğiniz cümlelere '💚' bırakmayı unutmayın!
***
Küle dönmüş ne varsa tekrar yaşatırsın.
***
Söylediği cümleyle bakışlarım dudaklarına kaydı. İçimde alev alev yanan bir kadın vardı, öyle bir yangındı ki bu ikimizi de kül edecekti, belliydi. Bana her dokunuşunda parmak uçları yanacaktı, belki elini çekmese tüm bedeni kurban olacaktı. Bakışlarım dudaklarında birkaç saniye dolandığında yeşil harelerine tekrar baktım. Dudaklarıma baktığını o an fark ettim.
Beni istiyordu.
Pekii ben istiyor muydum? Bunca olan şeye rağmen...
''Tabii ki hayır! ''diye bağırdı On Yedi. Kafamın karışmış olması onu sinirlendirdi. Bir öfke topu tüm vücudunu ele geçirdi ve bana kızmaya devam etti.
'Ama neden? Belki pişman oldu, belki her şeyi onaracak. İkinci bir şans neden olmasın? 'dedim ona. Kalbim hakimiyetini az önce kollarını belime dolayan adama karşı kaybetmişti.
''Yapma Meyra, bunu kendine sakın yapma. ''dedi On Yedi. Onu dinlemekten başka ne yapabilirdim ki?
Kollarından sıyrılmak için kıpırdandığımda ellerini belimden çekti. ''İçeri geçelim hadi, geç kaldık. ''dedim. Sesim titremişti, acaba fark etmiş miydi? Dizlerimin titrediğini o an fark ettim. Ne zordu kalbe karşı gelmek. Öyle zordu ki şu birkaç saniye yaşadığım bu duygu karmaşası beni derin bir buhrana çekiyordu. Paçalarıma yapışmış, her adımımda daha da tırmanan bir duyguydu bu. Üzülüyor muydum?
''Kaç bakalım, her zamanki gibi. ''diye mırıldanmasını duymamazlıktan geldim. Evet, bu doğruydu. Onu affetmekten delicesine korkuyorken en ufak hareketinde yelkenleri suya indirmiştim işte. Ona nasıl karşı koyacağımı bilmiyordum. Bana kimse bunu öğretmemişti ve bu zamana kadar öğrenmeme gerek olmamıştı.
Barın kapısından içeriye ilk ben girdim, arkamdan gelirken elini beni kaybetmemek için tekrar belime koymuştu. Parmak uçlarını hissettiğim her yerde alev topları geziniyordu. Bar oldukça kalabalıktı, hafta sonu olduğu için bu normaldi. Pelin'in bize doğru el salladığını gördüğümde oraya doğru ilerledik.
''Nerede kaldınız, gelmeyeceğinizi düşünmeye başlamıştık. ''diyerek bana sarıldı Pelin. Kulağıma elbisemi çok sevdiğini söyledi.
''Biraz trafik vardı, arabayı koyacak yer zor buldum. ''diyerek açıkladı Devrim. Sırayla kızlarla sarıldık, Şeyda yanında iki tane daha kız arkadaşını getirmişti. Sanırım yurttan arkadaşlarıydı. Reyhan da onların sohbetine dahil olmuşa benziyordu. Erkeklerle Devrim selamlaşırken ben kafa selamı vermekle yetindim. Ömer her zamanki gibi Pelin'in yanındaydı ve Serhat da Devrim gelince onun yanında belirmişti. Ömer'in arkadaşları olduğunu öğrendiğim iki tane daha kişi vardı: Tuğberk ve Selim. Onlarla el sıkışarak tanışacağım sırada Devrim yanımda bitti.
''Selam arkadaşlar, ben Devrim. Meyra'nın erkek arkadaşıyım. '' diyerek kendini tanıttı ve havada kalan elimi kenara iterek benim yerime onlarla o tokalaştı. Bunu yaparken ona baktığımda bu hareketi neden yaptığını biliyordum. Onlara sadece tebessüm ederek adımı söylemekle yetindim ve yanlarından ayrıldığımız sırada Devrim'e, ''Neden böyle bir şey yaptın? ''diye sordum bilerek.
''Nedenini biliyorsun. ''diyerek geçiştirmeye kalksa da buna engel oldum.
''Alt tarafı tanışacaktık. ''
''Elbette tanışabilirsin ama erkek arkadaşının olduğunu bilmeleri gerekiyordu. Ona göre davranmaları için. ''dedi gözlerime bakarak. Barın önünde baktığı gibi bakıyordu gözlerime, bu bakışıyla bana her şeyi unutturabilirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
On Yedi - Otuz Yedi
Mystery / ThrillerGördüğün, duyduğun ve hatta hissettiğin her şeyin gerçekliğinden nasıl emin olabilirsin? Her şey hatıralarında gizlidir, sen sadece anımsadıklarınla var olabilirsin bu hayatta. Peki ya hatırlayamadıkların? Meyra geçirdiği kazanın ardından hafızasın...