Bazen insan bir çift göze yenilir.
***
Bardan dışarı çıktığım anda tüm vücudumun titrediğini hissettim. Hava o kadar da soğuk değildi ama bedenim hala olanların etkisi altındaydı. Dudaklarımda hala onun dudaklarını hissediyordum, On Yedi tekrar tekrar o anları düşünmeme sebep oluyordu. Sıcak dudaklarını sadece birkaç saniye dudaklarıma mühürlemiştim ama etkisi bir ömür sürecek gibiydi.
Pişman mıydım?
''Geri dönüp onu tekrar tekrar öpmeliyiz! ''dedi On Yedi neşeyle. Onu ilk kez böyle neşeli görüyordum.
''Dudaklarımızı katran karası bir ziftle yıkamalıyız. Hem o zehri içtik hem bize güvenen birine ihanet ettik. ''dedi Otuz Yedi. Bedenine giren az miktarda alkol onun dengesini hafiften bozmuş olsa da mevcut sakinliğini korumaya çalışıyordu. Zira o da son derece gergindi, biraz sonra Ecevit'i görecekti.
Pişman mıydım?
Zihnimde dönen tek soru buydu. Aslında öpen dudaklar benim olsa da öpen kişi On Yedi'ydi işte, o ne yapsa ben de hissederdim. Bu bir ihanet sayılır mıydı?
Kimi kandırıyordum? Birkaç dakika önce sevdiğim adamı, bana delice aşık olan bir adamla aldatmıştım. Hem de ilk seferim değildi. Geçmişin kirli yükü omuzlarıma çöktüğünde kanımdaki alkol yavaş yavaş varlığını hissettirmeye başlamıştı. Art arda içtiğim her bir shot aynı anda kanıma karışırken cebimden çıkardığım telefonla onu aradım. Ondan af dilemeliydim.
''Alo, Devrim? ''dediğimde gözlerim dolmuştu bile.
''Efendim Meyra? ''dedi.
Konuşacağım sırada arkadan gelen sesler kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. ''Neredesin sen? O sesler ne? ''diye sordum merakla.
''Güzelim sabah söyledim ya, dersten sonra kütüphaneye geldim. ''
''Kütüphaneler sessiz olur, neden ben kız kahkahası duyuyorum? ''diye hiddetle sordum.
İçimde büyüyen güvensizlik duygusuyla ona söyleyeceğim şeyi tamamen unutmuştum. Yürürken yalpaladığım için biraz duraksadım. Kafenin yakınına gelmiştim zaten.
''İçeride açamazdım telefonunu, dediğin gibi sessiz bir ortam ve herkes ders çalışıyor. Aradığını görünce dışarı çıkıp yanıtladım. Neden böyle kızarak soruyorsun? Sana zaten sabah söyledim nerede olacağımı. ''diyerek kendini savundu.
Gözlerimin önüne Devrim'in Reyhan'la barda konuştuğu halleri gelince içten içe rahatsız oldum. İstesem de o anı unutamıyordum. Ne o anı ne de mesajları... Gözlerimin önüne Batuhan'ı az önce öpüşüm geldiğinde kendimden utandım. Evet, en hafif tabir buydu sanırım. Yanaklarım kızardı ve suçlu bir çocuk gibi hissettim o anlarda. Kaldı ki suçlu bir çocuktan daha ağırdı yaptığım.
''Canlı konum gönder çabuk. ''deyip telefonu yüzüne kapattım ve atmasını bekledim. Bekletmeden dediğimi yaptığında gerçekten de kütüphanede olduğunu görmüştüm.
''Bu kadar paranoyaklık yeter Meyra. ''dedi Otuz Yedi. Bu sözüyle sakinleşmeyi denedim ve onu tekrar aradım.
''İçin rahatladı mı? ''diye sordu açar açmaz. Sesinde hiçbir duygu belirtisi yoktu.
''Evet, biraz. ''dedim ve ekledim. ''Ben şimdi arkadaşımla buluşmaya geldim. Eve geçerken haberleşiriz. ''
Ona çalıştığımı söylemek istemediğim için bazen böyle çeşitli yalanlar söylemem gerekiyordu.
''Tamam, dikkat et. Seni seviyorum. ''dediğinde ona, ''Seni seviyorum. ''diyerek karşılık verdim ve telefonu kapattık.
''İğrenç bir insansın. ''diye söylendi On Yedi. Ona ilk kez katıldım, içtenlikle.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
On Yedi - Otuz Yedi
Misterio / SuspensoGördüğün, duyduğun ve hatta hissettiğin her şeyin gerçekliğinden nasıl emin olabilirsin? Her şey hatıralarında gizlidir, sen sadece anımsadıklarınla var olabilirsin bu hayatta. Peki ya hatırlayamadıkların? Meyra geçirdiği kazanın ardından hafızasın...