15

1.3K 94 39
                                    

SELAMMMM!!! BEN GELDİM...

WATTY HATA VERDİ BÖLÜMDE ATLAMALAR EKSİKLER OLURSA SÖYLEYİN LÜTFEN!

ÖNEMLİ BİR NOT İLE BAŞLAMAK İSTİYORUM. BİLİYORSUNUZ, YAZMAYA UZUN SÜRE ARA VERDİĞİM İÇİN BİRAZ ZORLUK YAŞIYORUM. BU YÜZDEN SİZDEN RİCAM FİKİR VE ÖNERİLERİNİZİ BANA İLETMENİZ. ASLINDA BAKARSANIZ FİNALE KADAR NE OLACAĞI BELLİ ANCAK BAKTIK OLMUYOR DEĞİŞTİRİRİZ.

İlk defa kızlardan onay almadan bölüm atacağım..

Bu arada yıldıza basmayı unutmayın lütfen! Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Bizi her zaman, koşulda herkese teşekkür ederim. (ÖPÜCÜK!)
O ZAMAN SÖZLERİMİZİ SÖYLEYİP BAŞLAYALIM!

SAHTE DUYARCILAR VE KÜPEKLER GİREMEZ!

SİZİ SEVİYORUM!

KEYİFLİ OKUMALAR!

.

.

Herkesi paniğe sürüklememin ardından bir hafta geçmişti. Baran devamlı emniyette veyahut olay yerlerinde olduğu için Gamze ya da kocası Mert yanımda duruyordu. Kapıda ise Orhan amirin talimatıyla hep bir ekip arabası bekliyordu. Bu durum beni biraz tedirgin etse bile güvende hissetmemi sağlıyordu. Bazen "Baran sanki biraz abarttı mı?" diyorum. Ama o adam beni bulmasında ne yapmak istiyorsa yapsın. Evden çıkma derse çıkmayacak potansiyeldeydim. O kadar gözüm korkmuştu.

Erdem ise eve kafasına estiği saatlerde geliyordu. Babam yok diye gemiyi azıya almıştı. İçinde bulunduğum olayı bilse musallat olur bir saniye bırakmazdı peşimi. Fakat şu an ailemin haberi olmamalıydı. Çünkü, Baran tarafından yeterince bunaltılırken bir de aile baskısı çekecek kadar düzgün bir mental sağlığım olduğuna inanmıyordum.

Baran o kadar bunaltıyordu ki bazen Başak abla kıskançlıktan yaptığını düşünüp kızıyordu. Hem ben sözünü dinlediğim için hem de o bu kadar baskı uyguladığı için azar yiyorduk. Çünkü ikimizin de sınırları olması gerektiğini ve bu sınırları aşmamız gerektiğini düşünüyordu. Olay düşündüğü gibi olsaydı elbet haklıydı. Ancak düşündüğünden fazla karmaşık ve korkutucu bir durumdaydım. Neden, "habersiz bakkala, markete bile gitme!" dediğini bilseler başımın etini yiyeceğini tahmin ettiği için söyleme taraftarı olan Baran'la tartışmasız bir konuşmamız bile geçmiyordu. O ne kadar çok kişi bilirse o kadar çok korunacağımı düşünürken, ben bana musallat olunup devamlı öğüt dinlemek istemiyordum. Ama bu hafta seslerin yükselmediği hiçbir konuşma yapmamıştık. Ya o bağırıyordu ya da ben ve bu beni içinde bulunduğum olaydan daha çok yoruyordu.

Baran'ı ise sadece geceleri görüyordum. Gün içerisinde defalarca arıyordu. Ancak yeni bir olay olduğunu ve bunun için çalıştıklarını söylüyordu. Bazen geceleri bile gelmiyor, onun yerine Gamze ya da Mert burada kalıyordu. Mert ne ara bu olaya dahil oldu bilmesem de devamlı yemeklerle geliyor, soru sormadıkça veya zorunda olmadıkça konuşmuyordu. Bazen zekasına hayran bırakan fikirler atıyordu ortaya. Hatta sanat tarihi final sınavında hocamla konuşup yanıma oturmuş ve neredeyse kağıdımın hepsini o doldurmuştu ve bu sayede final sınavlarımı da tamamlamıştım. Günler o kadar hızlı akmıştı ki ne ara tatile girdiğimizi bile anlamamıştım.

Sınavlar beklediğimden zor gelmişti. Çalışacağım kimse yoktu. Pelin'i aradığımda zaten kalacağımızı söyleyip moralimi bozuyordu. Furkan'ı aradığım zaman devamlı gevşeklik yapıyordu ve bu durum halihazırda devamlı tartıştığımız Baran ile yeni kavgalara yol açıyordu. Buna rağmen notlarım kötü değildi ancak beklediğim kadar yüksek hiç değildi. Sınav badiresinden de kurtulmuştum. Sevdiğim bir bölümdü ama üçüncü sınıf beni oldukça zorlamıştı açıkçası. Güz dönemini kazasız belasız atlatmış olmam bahar döneminin de aynı şekilde olacağının garantisini vermiyordu.

Sevda KurşunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin