23

917 77 36
                                    

Selamm! Nasılsınız?

Yıldıza basmayı unutmayın lütfen! Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

O halde milli sözlerimizi söyleyip başlayalım!

SAHTE DUYARCILAR VE KÜPEKLER GİREMEZ!

SİZİ SEVİYORUM!

KEYİFLİ OKUMALAR!

-

-

18 Aralık 2023

New Haven/Connecticut/ABD

Ayrılık; iki bedeni ayırır, ama ruhları birleştirir.

Özlemi, bir yıldız kayışının ardından gökyüzüne baktığında hissettiğin boşluğa benzetiyorum. Seni düşündüğüm her an, kalbimde bir yıldız kayışının yarattığı boşluğu hissediyorum, gökyüzünde parlayan yıldızların yerini alamayan bir eksiklik.

İki yıldır bu boşlukla yaşamıştım, ancak gerçekten ne olduğunu anlayamamıştım. Ta ki o geceye kadar... Rüyamda seni gördüğümde, birdenbire her şey netleşti. Senin yokluğunun bende bıraktığı boşluğun ne olduğunu o an anladım. Senin yokluğunun bende bıraktığı özlemle yüzleşmek zorunda kaldım ve şimdi, ayna karşısında dururken, kendimi daha önce hiç olmadığı kadar eksik hissediyorum.

Geçmişteki her anımızın parçaları bir araya gelip ruhumu sararken, seninle geçirdiğim her anın değerini bir kez daha anladım.

Gülen gözlerini görmeyeli ne kadar olmuştu sahi? Biz ayrılmadan önce belirmişti o kırgınlık gözlerinde. En son ne zaman gerçekten güldü? Hatırlamak zor, sanki bir ömür geçmiş gibi geliyor. Belki de son güldüğü an, geçirdiğimiz o mutlu anlardı. O güzel gülüşünü görmek için can atıyorum, ama ne yazık ki o anlar uzakta, bir zaman tünelinin derinliklerinde kaybolup gitmiş gibi hissediyorum.

Saatlerdir odamın köşesindeki aynanın karşısında düşündüğüm tek şey o. Gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamıyorum. Oysa o kadar basit bir rüyaydı ki sadece çimenlerde oturmuş, gülüşüyorduk ve uyandığımda ilk aklıma gelen seneler önce o gülen gözlerinin nasıl solduğunu fark etmememdi. Hatalarım olduğunu biliyorum ancak bu hataların onu gerçekten görmememden ibaret olduğunu anlamam bir rüyayla oldu.

O katilin bıraktığı izler sadece bende değildi. Ziteng sayesinde anladığımı sanıyordum bunu. O eksik yanımı da yaralamıştı, şimdi daha net anlayabiliyordum. Zamanla, onunla ilgili her şeyi hatırlamaya başladım ve onun bıraktığı izlerle başa çıkmak için bir mücadele içine girdim. Ancak Ziteng, bu izlerin yalnızca benimle sınırlı olmadığını söylemişti ve haklıydı. O da benim gibi yaralanmıştı. Katil, sadece beni değil, onu da yaralamıştı. Hem de en aşağılık şekilde, sırtından, en yakınından almıştı darbeyi. Beni emanet ettiği insanlardan. Sahi, ben aklı selim kalabilir miydim? Yoksa onun gibi, katili bulamadıkça delirir, sağa sola mı saldırırdım? Onun yerinde olsam ben ne yapardım diye ilk defa bu sabah düşündüm ancak cevabını bulamadığım tek sorum buydu sanırım. O her an bir ruh hastası tarafından öldürülme riski olsa, cesedini bile parça parça toplama ihtimali bana ne yapardı? Özellikle daha önce öldürdüklerini görsem ve öldüren güvendiğim biri olsa ben ne yapardım?

Bilmiyorum ve düşünmek bile canımı yakıyor.

Ziteng bunları söylemişti söylemesine ama içimdeki kızgınlık bir türlü geçmiyordu. Fark ettim ki, içimde kızgınlık yok, derin bir kırgınlık var. Saatler boyunca boğuştuğum sorulardan sonra neden olduğunu düşündüm. Kırgınlık ve kızgınlığı nasıl ayıramadığımı düşündüm. En sonunda ise buldum.

Sevda KurşunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin