26

897 64 53
                                    

Selamm! Nasılsınız?

Yıldıza basmayı unutmayın lütfen! Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

O halde milli sözlerimizi söyleyip başlayalım!

SAHTE DUYARCILAR VE KÜPEKLER GİREMEZ!

SİZİ SEVİYORUM!

KEYİFLİ OKUMALAR!

KEYİFLİ OKUMALAR!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

-

Zorluklar, yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır derler. Ancak ben, Erva olarak, şimdiye kadar yaşadığımız tüm zorlukların bizi bir araya getirdiğine ve güçlendirdiğine inanıyorum. İçimizdeki sevgi, engellerin üstesinden gelmemizi sağladı ve şimdi, en büyük zorluklardan biriyle karşı karşıyayız: Evlenmek. Evet, yanlış duymadınız. Hayatımızdaki en büyük zafer, birlikte yaşadığımız tüm zorluklardan sonra gelen bir nikah.

Ama benim aklım, sadece gelinliğimle, saçımın ve makyajımın nasıl olacağıyla değil. Aklım, ailelerimizin karşısına çıkacağımız anın yarattığı karmaşık duygularla dolu.

Onları affedebilecek miyiz?

Geçmişte yaptıkları hatalar, söylenmemiş sözler ve derin yaralar... Hepsi hala orada, sessizce bekliyor. Ama benim için, bu yaraları sarmak artık mümkün değil. Onlar bu mutlu anımızda yanımızda değiller. Çünkü o en zor zamanlarda, sevdiğim adamın annesi tarafından tokatlandım, ondan küfürler işittim. Ve daha da acısı, ailemizin bize sırtını dönmesiydi. Onların bizi terk ettiği, en zayıf anlarımızda yanımızda olmadıkları zamanları affetmek mümkün değil. Belki bir gün, yüreğimizdeki kini ve acıyı hafifletebiliriz, ama affetmek...

Affetmek artık mümkün değil.

Ve belki de bu, kendi ailemizi kurmak için attığımız ilk adımın taşıdığı ironi. Ama biliyorum ki, sevdiğim adamla birlikte, kendi ailemizi oluşturduğumuzda, birbirimizin omzunda güvenle ağlayabileceğiz. Ve belki de bu, tüm acıları ve hüsranları unutturacak kadar güçlü bir bağ olacak.

Aynanın karşısına geçtim ve yansımam, gözlerimi doldurdu. Gözlerimdeki bu yaşlar, içimdeki duyguları yansıtıyordu. Her şey hazır; konsoloslukta kıyılacak nikah için her detay yerli yerinde. Ancak içimdeki boşluk, ailelerimizin yokluğuyla daha da belirginleşiyordu.

Gözlerim, aynadaki yansımamı süzüyordu. Düzelttiğim saç telleri arasından, yüzümdeki ifadeye bakıyordum. Kararlılıkla dolu bir bakış, ama bir o kadar da hüzün vardı o bakışta.

Ve sonra, beyaz gelinliğe odaklandım. Dümdüz, bembeyaz ve sade. İşte tam da istediğim gibi. Gelinliğin zarif kumaşı, bedenimi saran her kıvrımı gösteriyor ama aynı zamanda da gizliyordu. Omuzlarımdan aşağı doğru akan bu zarif kumaş, adeta bir peri masalından fırlamış gibi duruyordu. Baran, bu gelinliği nikahtan hemen önce verdi.

Sevda KurşunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin