22

958 87 53
                                    


Selamm! Nasılsınız?

Yıldıza basmayı unutmayın lütfen! Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

 Bu bölüm yazıla, siline, yazıla, siline, yazıla beğenilmeye geri siline bir hal oldu. Yine de istediğim gibi olmadı...

Ne düzgünce sevilebilen ne de terk edebilen kardeşlerim inşallah kapınızda paspas yolunuzda kırmızı halı olurlar :*

O halde milli sözlerimizi söyleyip başlayalım!

SAHTE DUYARCILAR VE KÜPEKLER GİREMEZ!

SİZİ SEVİYORUM!

KEYİFLİ OKUMALAR!

-

-

15 Aralık 2023

Şimdiki Zaman

New Haven/Connecticut/ABD

Erva Aydın

Mezuniyetten sonra yapılan büyük müzikalden çıkmış, üniversitenin caddesindeki bara yürüyorduk ekiple birlikte. O kadar güzel bir müzikal oldu ki, hepimiz emeğimizin karşılığını almış ve bunu kutlamayı müzikal çıkışına bırakmıştık çünkü önemli yönetmen ve yapımcıların katılacağını öğrenmiştik hocalarımızdan. Devamlı provalardan bir şekilde kaytarıp, arkadaşlarımla eğlendim ve bu hocalarımdan devamlı uyarı almama neden olmasına rağmen az uyuyup çok çalıştım. Türkiye'de en iyi öğrencilerden biriydim ancak burada standart bir öğrenciden farkım kalmadığı için kaytardığımda tamamlayabileceğime olan inancı yoktu hocaların. Ama eksiğimi her seferinde daha çok çalışarak tamamlayabiliyordum. Bu ülke bana hem eğlenmeyi hem de eğlenirken bile bir şeyler başarabileceğimi gösteriyordu. Ayrıca verdikleri bursta yetiyordu ve ev arkadaşım Yusuf olduğu için birçok masrafı ona yıkmanın da katkısı büyük tabi ki. Zengin bir aileden gelmek onun suçu...

Sahne makyajlarımız ve kostümümüzden kalma bize ait olan aksesuarlarla New Haven sokaklarında geziyor olmamız çevremizdekiler tarafından çokta yadırganmıyordu. Grimm Kardeşler masallarının bir araya geldiği fantastik, komedi türündeydi ve tüm ekip sahneden kostümlere kadar her şeyi ilmek ilmek işlemişti. Sahne sanatını o kadar güzel yansıtmıştık ki sihirli ormanın içindeymiş, bir sinema filmi izlermiş gibi izledi herkes bu akşam bizi. Sihirli Orman yeniden can bulmuştu bizimle birlikte ve bir yıllık yorgunluğumuza değmişti.

Bu şehrin sokaklarında gezdiğim ilk günü hatırlıyorum. Ne kadar kırgın, korkmuş ve yalnız hissediyordum. Yusuf kendi okulunu bulmaya gittiğinde bana tahsis edilen yurdu arıyordum. Çoğu kişinin kurtuluşu olan bu ülkeye gelişimin üzerinden iki yıl geçmişti. Ben bu ülkeye sadece ekonomik veyahut akademik açıdan hiç bakmamıştım. Çünkü bu ülkeye geliş nedenim ölmek istemememdi. Savaştan, açlıktan, sefaletten değil bir ruh hastası yüzünden tüm hayatım alt üst olmuştu. Ne kadar zorlansam da burası bana iyi gelmişti. Özellikle gördüğüm tedaviler bu konuda bana çok yardımcı oldu. Ruhumdaki yaralar belki tamimiyle iyileşmedi ama en azından kabuk bağladı. Sadece aklımdaki sorularla baş başa kaldım aylarca daha sonra bu soruların cevabını alsam bile benim için yeterli olmayacağını kabuk bağlamış olan yaramı kanatmaktan başka bir işe yaramayacağını fark ettim. İnsanın bedenindeki yaralar bile derinliğine göre iz bırakır, bazen iz bile bırakmadan geçer fakat ruhuna aldığı yaraların her birinin iz bıraktığını görmek hatta bazılarının kapanırken bile canını yakması yeni öğrendiğim bir şeydi. Fakat son bir yıldır hayatım o kadar güzel ilerliyordu ki buna bazen şaşırmadan edemiyorum.

Sevda KurşunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin