Sevda Kurşunu

Şapkalılar Gelsin!

Baran Yılmaz

Günün ilk ışıkları yüzünü gösterirken, zorla mekana getirdiğim herife baktım. "Ben sana demedim mi? "Müptelası olacaksın!" diye. Bir de gelmek istemiyordun amına koyayım. Şu eğlence başka nerede var la?"

Yüzündeki sırıtış genişledi. "Vallaha haklısın baran, yok." Diye bağırdı. Müzikten birbirimizi zor duyduğumuz için biraz bana doğru eğilmişti.

"Ne bağırıyorsun oğlum. Sağır mıyım ben?" dedim cidden kulağımın anasını sikmişti. Ulan o sesle bağırılır mı? Normal konuşman zaten megafon takmış gibi.

"He amına koduğum sağırsın. Hadi kalkalım. Sabah göreve gideceğim dedim. Yalvar yakar getirdin beni."

Savaş, yüzbaşıydı ve asla göreve gitmediği anını yakalayıp pavyona getirememiştim. Gece boyu Gülfem diye sayıklayıp durmuştu. Çakır keyiften çok sarhoş olmuşa benziyordu. Yedi yıldır tanıdığım adamı kedi gibi yapan kızı tanımak isterdim doğrusu.

"Ben kalkarım da sen kalkabilecek misin?" yüzüme yayılan sırıtış Savaş'ın kalkmaya yeltenmesiyle kahkahaya dönüştü. Bu adam cidden "Sallansa da tahtım, yıkılmam!" tarzında bir herifti. Neye yapamazsın desek yapıyordu.

Seneler önce ben organize şubedeyken Ankara'daki terör saldırısında tanışmıştık. Yakalamaya çalıştıkları büyük patron Ankara'daki birçok canın yanmasına neden olmuştu. Orospu çocuğu.

Onunla birlikte kalkarken, şef garson yanımıza geldi bu mekana çok sık geldiğimiz için beni tanırdı. "Ender yarın hallederiz la hesabı." Dedim ve savaşla beraber çıktık.

"Ben Gülfem'e gideceğim." Dedi ardından nara atmasıyla şok geçirdim. Ulan adam harbi harbi sarhoş oldu la. Hay seni buraya getiren aklımı sikeyim ben!

"Ne Gülfem'miş la beynimin amina koydun sus artık!" bağırmamla gözleri siyaha bürünmüş ateş saçarak bana bakıyordu. "Sen Gülfem'i nerden biliyorsun lan göt!" diye bağırıp attığı yumrukla sendeledim

"Senin yapacağın işi sikerim geceden beri dilinden mi düştü? Sen dedin ya ne vuruyorsun?" sinirle üzerine yürüdüm fakat bu ibnenin sürümünde geri adım yoktu. Sarhoşluğuna vermek isterdim ama benimde aşağı kalır yanım yoktu ondan. Kapıdaki korumalar araya girmese çoktan dalmıştık birbirimize. "Onun adını başka bir erkekten duymak istemiyorum!" sakinleşmişti. E ben de sakinleşmiştim artık bu kızı sorma vaktim gelmişti ama bu göt yine parlar diye sormadım. "Gözümün anasını sikmeden önce deseydin söylemezdik." Dedim.

Yemin ederim bu herifle gezinmek hem terapi hem de işkence gibiydi. "Cinayet şubeye geçmişsin?" konumuzla ne ilgisi var la bunun derdim ama konuyu değiştirmek istediğini anladım ve kafa salladım. "Bazen kafayı yemiş gibi hissediyorum savaş. Anamı, bacımı eve kilitleyesim geliyor. Öyle büyük orospu çocuklarıyla karşılaşıyorum ki. Korkuyorum amına koyayım. Onlara zarar gelecek diye korkuyorum." Serzenişime hak vermişti. Çünkü oda benim gibi korkuyordu. Sevdiklerine zarar gelmesinden ölümüne korkuyordu.

"Ben de bağlamak isterdim ama olmadı be Baran. Hep zarar verdim ona." İçindekileri döküyordu ve bu Savaş için tarihi ve nadir anlardan biriydi. "Onu ben değil bir başkası korudu. Affetmez beni kaybettim onu." Bu bahsettiği kişi gece boyu adını hatmettiği Gülfem olmalıydı.

"Ne yaptın la bu kadar büyük?"

"Boş ver."

Arabaya atladık ve bizim eve doğru giderken, bürodan telefon geldi. "He Aslı ne var?"

"Komiserim Mavi Göl'de ceset bulunmuş amirim sizi çağırıyor." Deyiverdi bir çırpıda. Telefonu yüzüne kapattım ve telsizi açtım. Mavi Göl'e ambulans, olay yeri inceleme çağırılıyordu.

"Savaş, beni mavi göle at kardeşim la. Cinayet varmış."

Kafa sallayıp gaza bastı. Bu herifin en sevdiğim huyu da buydu asla görevle ilgili soru sorup gereksiz şeylerle kafa şişiren bir tip olmamıştı. Hem çok benziyorduk hem de bir o kadar farklıydık.

humeyraao AŞİYAN KITABINDAKI SAVAŞ KARAKTERI TANITIM BÖLÜMÜ KONUĞU OLDU 😍
Ssibellasibell VE HÜM'E SONSUZ TEŞEKKÜRLER MINNOŞ NARIN KALBIM SIZINLE ILHAM PERILERIM ♥️