12.12 (gxg)

0.1

+90..: Sanırım kolyeni düşürmüşsün

+90..: *Fotoğraf*

+90..: Bu sana mı ait, öyle değil mi?

Fulya: Evet benim, bana ait

Fulya: Sen kimsin ve kolyemi nerede buldun? Tüm gün onu aradım

+90..: Yarın sırana koyarım

Fulya: Hangi sınıftansın? Ben gelip alırım

+90..: Gerek yok

+90..: Ben sırana koyacağım, merak etme

Fulya: Ben insan mı yiyorum? Gelip alırım, düşen kolye benim

+90..: Dışarıdan pek arkadaş canlısı gözükmüyorsun

Fulya: Öyle mi? Oysa arkadaş canlısıyımdır

Fulya: Yarın yanıma gel ve nasıl arkadaş olabileceğimizi gör

+90..: Yarın sıradan alırsın kolyeni

+90..: Buna gerek yok, fikrimin değişeceğini düşünmüyorum

Fulya: Ayrıca numaramı nereden buldun?

+90..: Bir arkadaştan

Fulya: Hangi arkadaştan? Benim arkadaşlarım sana numaramı vermez

+90..: Bir yerlerden aşırdım*

Fulya: Kolyenin bana ait olduğunu nereden anladın?

+90..: Boynunda görüyorum

Fulya: Gözetleniyor muyum? Gizli bir sapığım mı var ve korkmalı mıyım?

+90..: Gözetleniyor olabilirsin ama sapığın değilim merak etme

Fulya: O halde bana anonim olarak yazmaya devam et

Fulya: Sana arkadaş canlısı olduğumu kabul ettireceğim

Selam. Kış Güneşi'nin ilk bölümünü attım ve neredeyse yüzlerce kişi bölümü gördü. Fakat bu sabah onu ikinci plana atma kararı aldım. Nedensizce o kitabı yazamıyorum, yazamadığımı düşünüyorum. Bu yüzden daha içime sinen bu kitapla devam etmek istedim. Kg kısa süreliğine arşivde kalacak ve ona bölümler yazmaya devam edeceğim.

Bu kitaba gelecek olursak, ismi bir tarih ve bu tarihin bir anlamı var. Kitap ters köşelerle dolu. İlk on bilemediniz on beş bölümü tamamen dümdüz, klasik ve belki de sıkıcı bir texting olarak ilerleyecek. Fakat asıl kurguya girdiğimiz zaman (muhtemelen on, on beş bölüm sonra) bunun sade bir texting olmadığını anlayacaksınız. Boğucu olmaması adına bölümleri hızlı hızlı atacağım, bu texting kısımlarını geçene kadar.

Mehlikâ da böyleydi, ilk zamanlar texting gibi gitmişti ve daha sonra olayların içine girmiştik.

Sıkılmamanız ve sonuna kadar okumanız dileği ile.