Doya doya/Kalben, Sedef'ten.
Seni doğuran kadından, sana.
Senin geleceğini öğrendiğim an o kadar heyecanlıydım ki Sedef, sen geleceğin zaman sanki her şey düzelecek ve ya olduğu yerden devam edecek sanıyordum. Seni öğrendiğim günü hatırlıyorum, bir kafenin soğuk tuvaletinde heyecanla sağa sola giderken testim hemen lavabonun üzerindeydi. Tüm kalbimle çift çizgi bekliyordum; halbuki daha babanla evli bile değildik ama yine de ben seni sanki hissediyormuş gibi ellerimi karnıma koyuyor, sanki orada bebek varmış gibi davranıyordum. Cidden de orada sen varmışsın, bir kaç saniye sonra bunu testin çift çizgi gelmesiyle anlamıştım ve o kadar mutlu olmuştum ki, içim içime sığmamıştı.
O gün benden mutlusu yoktu.
Apar topar kafeden çıktığımı hatırlıyorum. Bunu babana söylemek için can atıyordum; şayet ondan öylesine güzel bir baba olurdu ki Sedef, aklın hayalin dururdu... Testim çift çizgi çıktığı an bunu babana söylemiştim. Ve bana öyle garip bakmıştı ki, öylesine garip davranmış, öylesine şeyler söylemişti ki kendimden ve içimde daha yeni yeni büyüyen senden, kendi kızımdan, canımdan, ölesiye iğrenmiştim. O gün sabaha kadar kavga etmiştik. Bana, aşık olduğu kadına baban öyle kötü davranmıştı ki o an, senden nefret etmiştim.
Hâlâ daha ediyorum.
Sen olmasaydın biz daha geç evlenir, daha mutlu olur, sensiz daha iyi yaşardık; aniden gelmenle beraber babana çok yük binmişti, artık zorla da olsa evlenmiştik ama mutlu değildik. Sürekli içip eve geç gelmeye başlamıştı. Ne seni ne de beni göresi gözü yoktu. Zamanla benden uzaklaştığını anlamıştım. Artık zamanla bir daha o eski Ahmet ve Deniz olamayacağımızı anlamıştım; sürekli beraber, elele, dipdibe, gülümseyerek gezen ve birlikte hayal kuran Ahmet ve Deniz bir gecede senin gelmenle beraber yaşlanmış ve de birbirinden uzaklaşmıştı.
Her şeyin ama her şeyin sorumlusu sendin.
Bu mutsuz ailenin sorumlusu sensin Sedef.
Bana ilişkimizi soranlar zamanla düzelir, Ahmet artık bir baba ve Sedef'e kıyamaz, o küçüğe kim kıyar ki diyorlardı. Oysa baban seni bir kere bile öpmemişti Sedef. Sana göz ucuyla bile bakmamıştı. Saçlarını elleriyle sevmemişti. Seni bir kez bile kucağına almamıştı. Ve ben de sana asla ısınamamıştım. Çünkü o aşık Deniz ve Ahmet'i öldüren sendin. Bizim katilimiz sendin. Sorumlusu sendin ve bundan haberin bile yoktu.
Artık daha fazla dayanamıyorum.
Babana, içmelerine, vurmalarına, dövmelerine, aldatılmaya, bu mosmor bedenime, içki kokusuna, sana, kendime; ben hiçbir şeye dayanamıyorum.
On iki ocak, iki bin on yedi.
Kendine iyi bak Sedef. Ağzımdan sana bir kere bile kızım kelimesi çıkmadı, affet beni. Fakat ben hiçbir zaman affetmeyeceğim seni.
Bu mektubu bulduğum gün annemin öldüğü gündü; bu bir intihar mektubuydu ve bunun sebebi bendim.
Bu mektubu bulduğum gün daha on iki yaşındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12.12 (gxg)
ChickLit"Her tarihin bir anlamı vardır. Her tarih bir anlam taşır." 12.12.21 yuri 1