3.2

128 24 3
                                    

"Ecem'de vardır o dersin notları. Ben isterim ondan."

Şuan Sedef'le beraber okul koridorunda sessizce yürüyorduk; aslında derste olmamız lazımdı fakat ikimizde derse girmemiş, koridorda birbirimizi görmüş ve bahçeye inmeye karar vermiştik. Havadan sudan konuşurken Sedef, söylediğime karşılık başını salladı ve "Bekleyeceğim." diye mırıldandı. "Son sınavlar başlıyor. Edebiyat sınavı için verdikleri kitabı okudun mu?" Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. "Okumadım daha." dedim sessizce. "Hangi kitaptı o? Veronika ölmek istiyor muydu?"

Hafta sonu Fulya'yla beraber buz patenine gitmiştik; saatlerce paten kaymış, bir sürü kez düşmüş, birlikte ayağa kalkmıştık. Sahile inip benim yaptığım kurabiyeleri yemiş, birlikte kaldırımlarda adımlamış, sohbet etmiş, en son da beni evime bırakmış ve diğer haftasonu için anlaşmıştık.

Bana haftasonu bir şeyler söyleyeceğini söylemişti. Her ne kadar darlayıp ağzından laf almaya çalışsam da ne yazık ki Fulya çok inatçıydı.

"Evet, o." dedi Sedef. Bakışlarım ona döndü. "Ben daha önce okudum. Ama yine okuyacağım." Başımı salladığım zaman, "Bir kahve içelim mi seninle?" diye sordum. "Kantinde. Canım kahve çekti." Sedef başını sallayarak teklifimi kabul ettiği zaman, "Olur." diye mırıldandı. "Bu sefer içelim ama caymak yok." Anında gözlerimi devirerek derin bir nefes aldığım zaman, "Sen çok kinciymişsin ya." dedim sitemle. "Hiçbir şeyi de unutmuyorsun." Sedef söylediğime karşılık hafifçe güldüğü zaman, "Tamam tamam." dedi. "Hiçbir şey söylemedim."

Burnumdan alaylı bir nefes verdim. "Bu hiçbir şey söylememiş halinse.." dedim ve başımı iki yana salladım. Sedef benimle beraber merdivenlerden inerken okulun bu sessiz koridorlarında adım seslerimiz yankılandı; beraber merdivenleri senkronize bir şekilde inerken Sedef, "Daha ne gördün ki?" diye sordu. "Biz sana hiçbir şey yaşamadık Beste." Kısa bir an duraksadım ve ona baktım; o'ysa düz bakışlarla önünü izliyordu. Hiçbir şey söylemedim çünkü o an söyleyecek bir söz bulamadım ve sessizleştim.

Çünkü Sedef'le bir şeyler yaşayacağımı düşünmüyordum.

Son merdiveni de beraber indikten hemen sonra koridorun köşesinde Nazlı ve Fulya'yı gördüm. Adımlarım aniden kesildiği zaman gözlerimi kısarak onlara baktım; Sedef benim nereye odaklandığımı gördüğü zaman gözlerini koridorun sonuna doğru çevirdi. Ardından durdu ve surat ifadesini bozmadan bana baktı. Bense orada öylece durup onları izlemekten başka hiçbir şey yapmadım.

Bir şeyler konuşuyorlardı fakat konuştukları konu pek iyi bir konu değil gibiydi. Fulya oldukça sinirli gözükürken çatık kaşlarıyla bir şeyler söylüyordu. Bu mesafeden pek bir şey anlamıyordum ama Nazlı'nın gözlerindeki nemi görmemek mümkün değildi. Bir kaç saniye sonra Nazlı, elini kaldırdı ve parmaklarını Fulya'nın bileğine dolayıp ona bir adım yaklaştı. Fulya'ysa söylediği her neyse sustu, Nazlı'ya düz ve şaşkın bakışlarla baktığı zaman Nazlı, yaşlı gözleriyle Fulya'ya baktı ve o an Fulya'ya yaklaştı.

Ve onu öptü.

Onu öpünce kalbimde bir şeyler hissettim. Bu hep olurdu, hep olurdu fakat bu seferki başkaydı; bu sefer kalbim heyecandan değil, acıdan ağrımıştı.

Dudaklarım hafifçe aralandı. Ne yapacağımı bilemedim o an. Kendimi gösterip bir şeyler söylemem gerek, belki de hesap sormam gerekti fakat ben Fulya'nın nesiydim ki? Nazlı, dudaklarını dudaklarının üzerine bastırdı ve o an refleks olarak Sedef'e baktım. Kollarını göğüsünde birleştirmiş, omzunun tekini de duvara yaslamış onlara değil de bana bakıyordu. Yeşil gözleri bana bir şeyler anlatıyordu. Fakat o an bunu anlayacak durumda değildim.

12.12 (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin