Kulaklıklarımla beraber otobüsten indiğim zaman montumun önünü açtım ve ellerimi yumruk yapıp cebime soktum. Kulağımda şuan şarkı çalıyordu fakat ben şarkıyı duymuyor gibiydim; aklım fazlasıyla karışık ve doluydu. Üstelik bunun sebebi ben değildim fakat suçlu hissediyordum. Sedef'le konuşalı iki saat bile olmamıştı. Onunla o boş sınıfta konuşmuş, bana söylediklerini yutmuş fakat daha hazmedememiştim. Öylece bir kaç saniye Sedef'in yüzüne bakakaldıktan sonra hiçbir şey demeden sınıftan çıkmıştım çünkü söyleyecek pek bir söz yoktu.
"Konuşmayalım." dedi Sedef ve o an gözlerimi Sedef'e diktim. "Mümkünse koridorda birbirimizi görünce bile birbirimize bakmayalım Beste. Bunu istemiyorum. Ne arkadaş olmak, ne konuşmak, ne görüşmek.. Hiçbirini istemiyorum. Eskiden nasıl yabancıydıysak, şimdi de öyle olalım."
Yabancı. Yabancı olalım.
Biz zaten birer yabancıydık ve o bunun farkındaydı.
Yine de az bir süredir birbirimizi tanıyor olmamıza rağmen söyledikleri kafamda dönüp duruyordu. Beraber okula gitmiştik, basketbol oynamış, sessizliği paylaşmış, konuşmuştuk.. Yabancıydık fakat birbirimizi tanımaya başlıyorduk. Sedefse bunu kendi elleriyle itmeyi seçmişti ve ben hiçbir şey yapamamıştım çünkü o haklıydı. Ama yine de bir tarafım buruktu ve bu Sedef'le doğru düzgün konuşana kadar geçmeyecek gibiydi.
Derin bir nefes alıp başımı izlediğim adımlarımdan kaldırdım. Bir kaç saniye sonra adımlarım yavaşladı çünkü yaklaşık on adım ötemde Ecem ve Nil duruyordu. Ecem oldukça sinirliyken Nil'in yüzünde memnuniyetsizlik vardı ve ikisi de beni henüz görmemişti. Aniden Ecem Nil'e doğru, "Bunu nasıl yaparsın aklım almıyor gerçekten." dedi ve ben orada durup onları dinlemeye başladım. "Nasıl arkadaşsın sen? Bunun ismi arkadaşlık değil Nil. Hainin tekisin sen."
"Ne haini Ecem?" dedi Nil kendini savunmak için. "Saçmalama daha fazla. Gerçekten sinirlenirimi bozuyorsun." Nil Ecem'e kısık gözlerle baktı. Burada ne olduğunu henüz anlamamıştım. "Ne yapmışım ben? Adam mı öldürmüşüm, cinayet mi işlemişim, katil miyim? Artık bana böyle davranmayı kes. Ben sadece Fulya'dan hoşlandım. Başka bir şey yapmadım." Bu cümle benim kaşlarımı çatmama neden olurken Ecem, büyük bir sinirle Nil'e döndü ve "Üste çıkmaya çalışma." dedi. "Beste o gün gelip bize Fulya'dan bahsetmese onun varlığından bile haberin yoktu senin."
"Olabilir!" diye bağırdı Nil dişlerinin arasında. "Fakat görüp hoşlanmam benim problemim değil, kalbimin problemi Ecem. Sen Anıl'dan hoşlanırken kalbin sana sordu mu?" Ecem ona doğru, "Anıl benim arkadaşımın hoşlandığı bir insan değil." dedi ve bu Nil'in suratına tokat gibi çarptı. "Ben o kadar düşmedim, düşmem. Ayrıca Anıl'dan hoşlandığım falan yok. Beni karıştırma bu olaya. Olay tamamen sen ve senin dengesiz kalbin. Bir arkadaşa yapılacak en büyük kötülüğü yaptın." Nil buna gülerken, "Sende bunu Beste'den gizledin." dedi Nil. O an şaşırıp kaldım çünkü haklıydı; Ecem bunu benden nasıl gizlemişti? "Hem de aylarca."
Ecem kırmızı bir yüzle Nil'e baktığı zaman, "Senin için yaptım." dedi. "Belki hatanı kabul edip Beste'ye kendini affettirmek istersin diye sustum. Ama sen asla akıllanmadın ve benim bunu daha fazla gizleyemem. Zaten yeterince hata yaptım ve bunların hepsi senin yüzünden. Ona aylardır tek kelime etmedim." Sinirle etrafında bir tur attı. "Fakat sen onun gözü önünde Fulya'yla arkadaş oldun. Bundan sonraki planın ne?" Nil'e iğrenerek baktı. "Onu kendine aşık etmek mi?" Ardından ona yarın bir gülüş gönderdi. "Peki bu olay yaşanırsa Beste'ye ne diyeceksin?"
"Bak Ecem," dedi Nil. Artık sabrı taşmış gibiydi. "Fulya'dan neden hoşlanmam bir hata değil. Veya bir yanlış da değil. Onu gördüğüm andan beri zaten Beste'yle olmayacaklarını zaten biliyordum çünkü onlar ayrı dünyaların insanları. Beni anla. Onlar birbirlerine asla uymuyorlar." Burnundan derin bir nefes verdi. "Eğer gelecekte sevgili olsalar bile ayrılacaklarına eminim çünkü Beste ve Fulya tamamen farklı kafa yapısına sahiple. Beste eminim ki Fulya'ya ayak uyduramayacak. Ben hem de arkadaşımın kullanılmasını istemiyorum. Çünkü aşk korkaklar için fazla zor ve üzülerek söylüyorum ki Beste bir korkak."
Ecem'in ağzı bir karış açılırken Nil'e inanamıyormuş gibi baktı ve tam da tahmin ettiğim gibi, "Sana inanamıyorum." dedi. "Seni artık tanıyamıyorum. O kadar bencilleşmişsin ki.." Kafasını iki yana salladı. "Aylar önceki Nil bu değildi. Saçma bir hoşlantı seni bu kadar değiştiremez." Nil Ecem'e alttan alttan baktı ve "Arkadaşlığımızı sen bozdun." dedi. "Benden sen vazgeçtin, sen yanımda durmadın, sen beni karşına aldın, Beste için beni hiçe saydın. Arkadaşlığımızın bu halde olmasının sebebi sensin."
"Ben değilim." dedi Ecem hızlıca. "Ortada bir suçlu varsa o da sensin. Şayet ben en yakın arkadaşımın hoşlandığı kızdan o bahsettikten sonra hoşlanmadım. Onun hep yanında durdum ve iyiliğini istedim. Sen Beste'nin yerinde olsaydın sana da aynısını yapardım Nil. Bunu biliyorsun." Nil kafasını iki yana hafifçe sallarken, "Beste, Beste, Beste.. varsa yoksa Beste." dedi tek nefeste. "Siz hep benim yerime Beste'yi seçtiniz zaten. Bir tek Ufuk benim yanımda oldu."
"Ufuk sana aşık olduğu için yanından Nil." dedim ve o an kendimi gösterdiğim ilk andı. "Bunu sen bizden çok daha iyi biliyorsun." İkisinin de başı anında bana döndüğü zaman Ecem'in gözlerinde korku gördüm çünkü o her şey benden gizlemişti ve ben benden gizlediği her şeyi duymuştum. "Ve bunu da çok iyi biliyorsun ki ben, sen olmadığım için seviliyorum." Birkaç adımda Nil'in önünde, Ecem'inse yanında durduğum zaman, "Ben senin gibi iftiracı bir insan değilim. Fulya'ya beni kötülerken bundan asla haberim olmayacağını mı düşünüyordun?" dedim.
"Seni Fulya'ya kötülemedim." dedi Nil sanki haklıymış gibi. Ses tonu o kadar kendinden emindi ki bir an kendimden şüphe bile ettim. "Sadece dışarıdan nasıl gözüktüğünü onu anlattım. Bu bir iftira mı Beste?" Kafasını iki yana salladı. "Bana neler dediğine inanamıyorum şu an. Ben o kadar kötü bir insan mıyım? Ayrıca Ufuk'un benden hoşlandığını anlamamıştım bile. Onlar Asya'yla sevgili değiller miydi? Biz onunla sadece arkadaşız ve bunun ilerisi olmayacak."
Hafif hafif sinirlendiğim zaman ses tonumu olduğundan daha sert çıkartarak, "Beni Fulya'ya kötü dedin mi hakkımda yalan konuştun." dedim üzerine basa basa. "Ben senin dediğin gibi kötü bir insan değilim. Ben sen değilim Nil. Beni kendinle karıştırma. Sen saf kötüsün. Hem de yalancısın." Yüzüne sanki hayal kırıklığıymış gibi baktım. "Ufuk'un senden hoşlandığını biliyordun. Fakat senin derdin Fulya'ylaydı fakat Ufuk'u cepte tutarak onu kullanıyorsun." Ona doğru bir adım attım. "Korkakmışım ben, öyle değil mi?" Kolunu kavrar kavramaz onu kendime çektim ve kısık bir sesle, "Seni bir daha Fulya'nın çevresinde görmeyeceğim" dedim. Kaşlarını kaldırdığı zaman devam ettim. "Bir adım bile yaklaşmayacaksın ona. Çünkü yanında ben olacağım."
İnstagrama gelin;kisgunesiusutur<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12.12 (gxg)
ChickLit"Her tarihin bir anlamı vardır. Her tarih bir anlam taşır." 12.12.21 yuri 1