"Beyaz çikolata mı seviyordu acaba? Böyle söylemişti sanki ya.. iyi de ben bunu bitter çikolatayla yaptım."
Telefon ekranına bakarak konuştuğum sırada elimin tersiyle alnımı sildim ve elimde olan un, alnıma yayıldığı zaman şaşkınlıkla ekrana baktım; zaten şuan saç diplerimden ayağıma kadar unla kaplıydım. "Ben ne bileyim Beste?" diye sordu o an Ecem. Şuan onunla beraber görüntülü konuşa konuşa Fulya'ya kurabiye yapıyordum; haftalar önce söz verdiği gibi birlikte paten kaymaya gidecektik. "Sen nasıl istiyorsan öyle yap işte. Soğuk nevale her türlü yer." Gözlerimi devirdiğim zaman fırında pişen kurabiyeleri dikkatlice çıkardım ve "Soğuk nevale sensin." dedim. "Söyleme öyle Fulya'ya."
Ecem anında tepki vererek, "Aman," dedi baskıyla. "Bir şey söylemedik sevgiline." Aniden duraksadığım zaman başımı kurabiyelerden çevirip Ecem'e baktım. Sevgili? "Sevgili değiliz Ecem." dedim ona doğru. Ortada herhangi bir teklif yoktu. Ecem telefonun diğer ucundan gözlerini devirdi ve "Unutmuşum," dedi. "Askerlik arkadaşıydınız siz. Hatta kuzendiniz değil mi?" Bir tepki vermeden kurabiyeleri soğuması için tabaklara alırken, "O kadar da değil," dedim ve ani bir dalgınlıkla, "Arkadaş değiliz çünkü arkadaşlar öpüşmez." diye mırıldandım.
Kırdığım potun farkında bile değildim.
Aniden ekrana baktığım zaman Ecem ilk önce sabit bir şekilde bana baktı, ardından durdu ve gözlerini açıp, "Ne!" diye bağırdı. Sesi mutfağa yayılırken, "Salak kafam." dedim kendi kendime. Ecem şaşkınlık ve heyecanla bana bakarken, "Ne demek öpüştünüz!" dedi yüksek bir sesle. "Benim neden haberim yok? Ne zaman oldu? Nasıl oldu? Kim öptü? Nerde?" Sorularına yüzümü buruştururken, "Az nefes al." dedim. "Bunu anlatmayacağım. Ağzımdan kaçtı." Ecem ekran başından, "Öldürürüm seni." diye mırıldandı. "Okulda seni sıkıştırıp sorularıma cevap alacağım."
Başımı alayla sallarken Ecem, "Bizimkiler biliyor mu?" diye sordu. Başımı hayır anlamında sallarken, "Asıl onlara tek kelime edersen seni öldürürüm." diye tehtid ettim. Unuttuğum şey, Ecem'in tehditleri sallamadığı, daha da hırslandığı oldu. "Öyle mi?" dedi Ecem keyifle. "Gerçekten de elime düştün Beste." Telefonu elime alıp kızgın bakışlarla ona baktım. "Sus." dedim baskın bir sesle. "İstersen Minare'ye çıkıp oradan bağır Beste Fulya'yı öptü diye." Ecem'in gözleri şaşkınlıkla bir kez daha açıldı ve "Üstelik sen mi öptün?" diye mırıldandı. "Bunu bizimkilere yetiştirmem lazım!"
Ve telefonu kapattı.
Ecem: ARKADSLSR
Ecem: arkddssaaarrll
Ecem: arkadssssssss
Ecem: ARKADAAAŞKAAASRRRR
Ecem: ARKADAŞLARğğ
Ufuk: Çarpıldın mı sonunda
Ufuk: Klavyenin üstüne mi oturdun naptın
Anıl: Pislikleşme.
Ufuk: Huyum kurusun:(
Anıl: Huyunu sikiyim
Ufuk: Beni?
Asya: Shiplemeli miyim? Korkuyorum artık
Anıl: Hayır Asya
Ufuk: Bu hikayenin ikinci adamı benim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12.12 (gxg)
ChickLit"Her tarihin bir anlamı vardır. Her tarih bir anlam taşır." 12.12.21 yuri 1