6. Bölüm - Kalbinin -

17 4 0
                                    

Evet, artık özlemiştim birilerine zarar vermeyi. Bundan sonra ben onlardan intkam alacaktım. Bu da benim, intikam yeminim olacaktı ve ben intikam almadan durmayacaktım.

Her şeyden önce kendime söz vermiştim. Geçmişte çektiğim acılara söz vermiştim.

Geçmiş, derken herkesin aklına yıllar öncesindeki yaşadıkları geliyor değil mi? Ama işte, geçmiş öyle bir şey ki, dün yaşadığımız olaylar bile geçmişte kaldı. Çünkü adı üstünde geçmiş. Geçmiş ve bitmiş.

Bu dediklerim bir insanın yaşamını kısaca özetliyor değil mi? Kısa ve öz. Geçmiş ve bitmiş.

Sınıfa giriş yaptığım an, herkesin bakış açısına girdim.

Gözlerim, olduğum grubumu aradı ve evet, tahmin ettiğim gibi orada oturuyorlardı.

Tam isabet olması lazım ki yanlarında Ece yoktu. Bu fırsatı değerlendirmekte bana düşerdi.

"Selam, kızlar!" Diyerek onlara yaklaştım. Hepsi bir arada toplanmışlardı.

"Selam, grubumuzun lideri!" Bunu söyleyen İlayda olmuştu. Bu kız cidden gözüme giriyordu.

" Evet, kızlar. Sizden rica ediyorum, dediklerim her şeyi noktasına kadar dikkat edin." Diyerek hepsinin gözlerinin içine baktım. Hepsi dedim ama zaten 5 kişilerdi: İlayda, Meryem, Sıla, Naz ve Ilgın.

"Söyle, tatlım. Dinliyoruz biz seni." Diyerek cevap verdi Naz.

Bu kızlar, bana cidden değer veriyorlardı. Umarım değer veriyorlardı. Eğer bu düşündüğümün tam tersiysede umarım her şey düşündüğüm gibi olur. Çünkü ben, daha fazla sevgisiz, değersiz hissetmek istemiyordum.

" Arkadaşlar, bildiğiniz üzere; üç yanlış, bir doğruyu götürür. Ve en kötüsü ise; bu sadece kabul ettiğimiz bir doğrudur." Dedim.

"Nisa, bize biraz daha açıklayıcı konuşur musun? Çünkü gerçekten, dediklerinden hiçbir şey anlamadık." Diyen Ilgın oldu.

Evet Ilgın, aşko kuşko kızlardan olmamıştı hiçbir zaman. Gerçi diğerleride aşko kuşko değildi, sadece yalakalık yapıyorlardı. Ama bunları, onların yüzüne dan diye söyleyemezdim. Sahte bile olsa da, şu küçücük kalbimin bütün buzlarını kırıyordu.

" Tamam o zaman, direkt olarak konuyu söylüyorum kızlar." Dediğimde hepsinin pürdikkat kesildiğini anladım. Bu bana cesaret vermişti.

Eskiden, hiçbir arkadaşım beni dinlemezdi. Beni bir birey olarak görmezlerdi. Fikirlerimi zerre umursamazlardı. Eğer şu an bu şekildeysem, o da eski arkadaşlarım yüzündendir. Böyle olmayı ben seçmemiştim.

Fikirlerimi zerre kadar umursamadıkları içinde, sözlerimi hep yarıda keserlerdi. Bu da gururumu incitir, özgüvenimi yitirirdi.

En nihayetinde, bende onlar gibi çocuktum bir zamanlar. Fakat bunu herkes görmezden geldi. Yaşıtlarım, sanki onlardan yaşça büyükmüşüm gibi beni anlamazlardı. Büyüklerle ise bazenleri tartışmaya girerdim.

Günlerin birinde, üst komşumuz bizi kahve içmeye çağırmıştı. Ama sadece biz değil, bir komşumuzu daha çağırmıştı. Anneme çantanın kulplarının modellerini gösteriyordu ve bende, gerçekten gösterdiği hiçbir çanta kulpunu beğenmemiştim. Bu fikrimi anneme söylediğimde ise komşumuz beni anında tersledi. Bana terbiyesiz dediğini hatırlıyorum. Oysa ki, benim bir yanlış hareketim dahi olmamıştı ona karşı.

Beni orada azarlamıştı bir güzel. Ama unuttuğu bir şey vardı. Ben sadece çocuktum. Diğer çocuklar gibi. Bende masumdum. Ama o, sanki onunla yaşıtmışım gibi, direkt konuşmalarını bana hedef alarak söylüyordu. Oysa ki yanımda, annem de vardı.

LavantaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin