Son, olayın üzerinden tam, bir gün geçti. Formlarımızı dolurduk ve bugün işe başlamak üzere Starbucks'a gittik. Şimdi de, buranın sahibi ne yapacağımızı bize anlatıyordu.
"Nisa sen, müşterilerin masasına kadar gidip, ne içeceklerini soracaksın, siparişi aldıktan sonra Berk 'e ileteceksin, Berk, içecekleri hazırlayıp sana verecek ve sen de müşterilere götüreceksin." Dediğinde bıkkınlıkla ofladım.
"Neden ben, müşterilerin ayağına kadar gidiyorum ki? Sipariş etmek isteyenler kasaya kadar gitsin ve içecekleri hazır olasıya kadar orada beklesinler." Dediğimde, buranın sahibi kaşlarını çattı.
"O zaman, sizin bir işiniz olmaz!" Dediğinde, bende kaşlarımı çattım. Ortam iyice gerilmişti.
"Tamam, biz hemen başlayalım o zaman." Diyerek, konuyu değiştirdi Berk.
"Memnun olurum." Sahteninde sahtesi bir gülümsemeden sonra yanımızdan gitti.
"Hadi, başlayalım Lavantam." Dediğinde, elinde iki tane önlük vardı, buradaki çalışanların giymekte zorunlu oldukları önlüklerden birisini kafamdan geçirdim.
"Evet, şimdi hazırız." Dediğimde başını, beni onaylarcasına salladı.
"Bu arada, bizim için uygun bir okul bulursam eğer, buradan ayrılacağız. Merak etme Lavantam, o işler bana ait, sen hiç düşünüp kafayı yorma, anlaştık mı?" Deyip göz kırptığında, gülümseyerek başımla onu onayladım.
20 Dakika Sonra...
"Hoşgeldiniz efendim, ne alırsınız?" Dediğimde, not kağıdımı ve kalemimi cebimden çıkarıp yazmaya hazır hâle getirdim.
Sarışın kadın gülümsedi, "Ben bir tane, Iced Caffe Latte almak istiyorum." Dediğinde bana gülümsüyordu, daha sonra yanındaki adama döndü. "Aşkım, sen ne alıyorsun?" Dediğinde, sol elini adamın bacağına yerleştirdi ve bir şey fark ettim, sol elinde yüzük vardı demek ki bu çift nişanlanmışlardı.
Adam, telefondan başını kaldırıp sarışın kadına baktı ve gülümsedi, daha sonrasında ise bakışlarını bana çevirdi.
"Bende, aynısından alayım." Dediğinde kadın, şaşkınlıkla kaşlarını yukarı kaldırdı.
"İyi de hayatım, sen bu içecekten nefret edersin." Dediğinde, adam kaşlarını çatıp kadına döndü.
"Benim adıma, ne ara karar vermeye başladın? Madem her şeye bu kadar dikkat ediyorsun, o zaman kimsenin benim adıma karar veremeyeceğini dikkat etmedin mi?" Dediğinde adam, bir hışımla ayağa kalktı.
"Ben gidiyorum..." Dediğinde, kadın, "Nereye?" Diye sordu, "Bu seni, gram ilgilendirmez." Dediğinde adam, gitmeye yeltendi fakat aklına bir şey gelmiş olacak ki, yüzünü tekrardan bize çevirdi.
Sanki bir şeyi söyleyecekmiş ama tereddüt ediyormuş gibi bir hâli vardı. Dudaklarını, dişlerinin arasına aldı ve nişanlısına bakmaya başladı.
"Elif, buraya kadardı," Dediğinde, siniri hâlâ geçmemişti.
"Ne, bu kadardı aşkım?" Dediğinde kadının gözleri dolmak üzereydi.
Sarışın kadının bunu demesiyle adam, gözlerinde ateşler saçmaya başladı.
"Ayrılıyoruz Elif," Dedi, otoriter ve kararlı çıkan bir sesle.
Aman Allah 'ım, işimin ilk gününde nelere şahit oldum ben böyle?
Kadının gözlerinden yaşlar aktığını gördüm.
"Ama yüzük..." Dediğinde, adam iyice sinirlenmiş olacak ki, bir hışımla yüzüğü çıkardı. Adam, tam anlamıyla delirmişti!
"Yüzüğe, ne olacağını merak ediyor musun?" Diye, sorduğunda içimdeki ses, biraz sonra hiç iyi şeylerin olmayacağını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta
Teen FictionOkulun zorba kızlarından biri olarak tanınan ve aynı zamanda da kendi grubun lideri olan Nisa'yı arkadaşları zaman içerisinde satarlar. Arkadaşları, her ne kadar Nisa 'yı sevmeselerde Ece ve Nisa arasındaki savaşta Nisa'yı desteklerler. Nisa, gün g...