|Sonsuzluk¿|

152 11 265
                                    

DR- Bende tam öyle düşünüyordum işte.
dedi sessizliğime cevaben. Sonra gözlerime baktı.

DR- Ve asıl sorgulanması gereken şey.. Neden sana olan yakınlığımı sorgulamadığın.

Kalbim söylediği cümlelerin ardında ki şeyi anladığında hızla atmaya başlamıştı. Yüz ifademin donuk olduğuna emindim çünkü şuana kadar hep geçiştirip bahane bulduğum şeyleri onun ağzından duymak beni şoka uğratmıştı. Dilim tutulmuş gibi ona bakarken o ifadesiz bir yüzle bana baktı. Ama artık onu tanıyordum. Bu ifadesizliğinin altında yatan şeyleri görebiliyordum. Ve gördüğüm şey..

Anlayamadığım bir şekilde kalbimi parçalara ve sürekli itelemeye çalıştığım şeyleri daha da derinlere itmeme neden olmuştu. Çünkü o..

Benim sorgulamaya korktuğum şeylerden korkuyordu..
                                    ...

Birbirimizin gözlerinin içine baktık. Uzunca bir sessizlik bu bakışmamıza eşlik etti. Çünkü ne demem gerektiğini kafamda tartışıp duruyordum. Sözleri durgun suyu karıştırıp bulandırmış gibiydi. Düşüncelerim o suyun içinde dağılıp daha da karmaşıklaştırıyordu.

Ama korktuğuna emin olduğum bakışları.. Bu karışıklığın içinden tek bir şeyi tutup dilime getiriyordu. O da.. Asla korktuğumuz şeyleri kabullenmemem gerektiğiydi..

Korktuğumuz şeyler ise.. Olmayan hislerimdi.

Ona karşı bir şeyler hissettiğimi düşünüyordu ki bu kesinlikle doğru değildi. Tamam. İlişkimizin garip olduğunu biliyorum ama.. Bu kadarı fazlaydı. Aramızda ki bu şey o tür bir şey değildi. Yani değildi..

Değil mi?

Kurumuş olan dudaklarımı yalayıp karma karışık olan bakışlarımı bileğimin üzerinde duran kremli parmağına indirdim. Sonra konuştum sessizce.

J- Sorgulamadığımı nerden biliyorsun?

DR- Bilmiyorum. Ama şimdiye kadar da itiraz ettiğini görmedim.

Bakışlarım kremli olan parmağından gözlerine kaydı. Yine bir maske takmıştı. Eğer o maskeleriyle dolaşabiliyorsa ben de ifadesizliğimi pekala kullanabilirdim bence.

J- Neye.. itiraz etmediğimi görmedin?

derken kaşları çatılır gibi olmuştu. Sonra dudaklarında hafif bir kıvrılma pehdahlanmıştı. Sonra kafasını iki yana sallayıp bakışlarını ayağıma çevirdi. Ve kremi sürmeye devam etti.

DR- Zekisin.. O yüzden ne demek istediğimi anladığını farz ediyorum.

deyip elini kenarda duran ıslak mendille silmişti. Daha sonra üzerine gazlı bezi yapıştırıp sargı beziyle güzel bir şekilde sarmaya başlamıştı. Sanki normal bir konudan konuşuyormuşuz gibiydik. Ama deli gibi atan kalbim öyle olmadığını bağırıyordu adeta.

J- İkimizin de anladığı şeylerin farklı olduğuna eminim.

deyip itiraz ettim.

DR- Peki ya ben neden aynı olduğunu düşünüyorum?

derken sarmayı bitirmiş ve şuan gözlerime bakıyordu. Kalbimin ağzımda atması normal değildi. Çünkü ima ettiği şeyler normal değildi. Zorlukla ağzımı açıp konuştum.

J- Belki de anlamak istediklerini düşünüyorsundur?

dedim oyunculuğumu sergileyip dalga geçercesine gülerek.

Şuan resmen ona karşı hisler beslememi, isteyenin o olduğunu söylemiştim. Hemde bundan korktuğuna emin olmuşken. O da dudaklarımda ki gülüşe bir süre bakıp bileğimi  bıraktı yavaşça, sonra kalktı. Lavaboya giderken arkasından bakıyordum.

ᴅᴇ'ᴀᴍᴏʀ|𝟾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin