7

530 72 37
                                    

Jimin oturduğu yatağında iyice küçüldü.

Morali alt üst olmuştu. Salondan ayrıldıktan sonra Taehyung yanlarından gitmişti.

Bu sefer de arkadaşları tarafından sorguya çekilmişti. Onlara her ne kadar dil dökse de şüpheli bakmışlardı kendisine. Kurt adam nefretini hatırlatmışlardı sürekli.

Kimse ona inanmıyordu.

Taehyung orada olmasa arkadaşlarının öylece bekleyip ezilmesine göz yumacaklarını bile düşünmeye başlamıştı.

Üzerindeki tişörtü çıkartıp sertçe fırlattı duvara. Bir duş alıp sakinleşmeliydi.

Yarasa uçuşu yapmak için Taehyung ile buluşacaktı. Artık bir hevesi var mıydı emin değildi.

İçinde öfkeden fazla kırgınlık vardı. Jungkook'un kendisine inanmamasını takmıyordu. Jungkook'a sinirli olduğu nokta kendisini durdurmasıydı.

Ellerini saçlarına geçirip sağa sola dağıttı hızla. Gözü masasının üzerindeki kameraya takıldı. Uzanıp eline alıp bir iki kez baktı. Sonrasında çekmeceye yerleştirdi. Daha sonra izlemeyi düşünüyordu. Saatlerce sürecek bir kayıt izlemek sıkıcıydı.

İlk önce duş aldı. Sırayla üstünü giyinip mini dondurucudan iki torba kan çıkarttı.

Islak saçlarını iki yana sallarken tişört ve şort giymişti. Atlarken üst kıyafeti  yırtılabilirdi bu nedenle tişört giymek en doğrusuydu.

Somurtkan bir ifadeyle kapısını kapatarak iki kez kilitlemişti. Bacaklarını sallaya sallaya merdivenlerden inerken sol kulağı hafifçe hareket etti. Alt kattan bir kilit sesi duyuyordu.

Derince havayı kokladı. Tanıdık koku burun ucunu yaktığı an hafif iğrenti şeklinde yüzünü buruşturdu.

Elini merdiven korkuluğuna yaslayarak bir alt kattaki merdivene atlamıştı. Oradan da bir alt kata.

Jungkook'u görmek yeni sinir çukurları açıyordu içerisinde. Göz ucuyla da olsa görmüş ve ondan önce çıkmak için atlamıştı merdivenlerden.

Bir dolunay vakti kurt adamlarla kavga etmemeyi biliyordu.

Bu sabahki gücünü hatırladığında onun bir hafta boyunca dengi olamayacağını düşünüyordu. Bir hafta sonra kurtlara gelen fazla güç gittiğinde konuşabilirdi.

Serum poşetlerini diğer eline alırken ormana giden patikaya doğru yürüyordu.

Ağır demir kapı sesi duyduğunda arkasından Jungkook'un çıktığını hissetti. Aralarında oldukça mesafe vardı ancak kendisini görebildiğini biliyordu.

İçini bir gerginlik kaplarken ince patikaya doğru yöneldi Jimin. Biraz sonra Taehyung ile buluşacağı yerde beklemesi gerekecekti.

Taehyung'un çoktan geldiğini düşünüyordu. Eğer öyleyse içi ferahlayacaktı.

Çünkü arkasından yürüyen adamın adımlarının hızlandığını hissediyordu. 

Anlına doğru akan su damlasını elinin tersiyle sildi. Saçlarını hiç bir şekilde kurulamamıştı. Çok az nemini alıp bırakmıştı. Yarasa uçuşu yapmanın en büyük kuralı yüksek bir yer olması ve soğuk hava olmasıydı. Başı esen rüzgar yüzünden buz gibi olmuştu. Teninin soğuk olmasına rağmen hissetmişti. 

Arkasından yaklaşan adım sesleri gitgide daha da yükseliyordu. Kalbi deli gibi atarken elindeki serum poşetini sıkmaya başladı. Telefon veya cüzdan almamıştı onların kaybolmasına göz yumamazdı. 

Nefesleri az da olsa hızını arttırmıştı. Adım sesleri artık dibinde duyuluyordu. Gözlerini kapattı Jimin. İçinden üçe kadar sayacak ve Jungkook yanından geçip gidecekti. 

Bringhston ᛭ SchoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin