Sinirli halde yürüyordu iki beden.
Birisi endişeden sinirliydi. Diğeri ise gecenin bir vakti uyandırılmasından ötürü şikayetçiydi.
"Onu öylece ormanda bırakmamışsındır umarım." Seokjin biraz önce kapılarına dayanan Jungkook'a başını eğerek baktı.
Sinirden kudurmak kelimesinin hakkını veriyorlardı.
"Hayır tabii ki, onu odama götürdüm." Jungkook bir adım geriden onlara yetişmeye çalışarak yürüyordu.
Seokjin sinirli bir yüz ifadesiyle kendisine bakıp tekrar önüne dönmüştü. "Taehyung nerede bilmiyorum onu öylece bırakamazdım." Kendini açıklama gereği duyduğu ikiliye baktı birer birer.
Yurdun arka kapısından girerek acil çıkış merdivenlerine yöneldiler. İki kat çıktıktan sonra Jungkook öne geçerek odasının anahtarlarını çıkarttı.
Yoongi ilk önce odaya giren olmuştu. Bir iki saniye kapıda öylece beklerken Seokjin'in kendisine çarpmasından ötürü kenara çekilmişti.
Olduğu yere çivilendi Seokjin. Bir şeyler diyecek gibi olsa da konuşamadı. Yatakta yara bere içinde yatan bedeni görünce bir nevi aklı yerinden oynamıştı.
Bu Jimin olamazdı.
Böyle görüntülere her zaman alışıktı. Hatta bir keresinde kırık bacakla yüksek bir yerden düşmüş ve kırık kemiğin derisinden dışına çıktığını görmüştü. Ancak bir hafta içerisinde iyileşmişti.
"Ona ne oldu?" Yoongi kaşlarını çatarak Jungkook'a döndü.
Dolunay gecesi alfa kurt cevap vermeye çekiniyordu. Olaylar öylesine karışık bir haldi ki yanlış anlaşılacağını düşünüyordu.
Jungkook olan biteni hızlı ama uygun bir dille anlattı iki gence.
"O kan emiciye güven olmayacağını biliyordum." Kendi kendi konuşarak yatakta yatan bedene ilerledi Yoongi.
Çıplak omuzlara, kollara ardından yanaklarına ellerini bastırdı. "Vücut sıcaklığı artmış. Onu soğuk tutmalıyız." Başını kaldırarak Jungkook'a baktı. "Banyoda küvet var mı?"
Onu onaylamak için başını salladı Jungkook. Küçük ama bir okula göre yeterli bir banyoydu.
"Seokjin küveti suyla doldur. Jungkook bana bir ilk yardım seti gerekli. Bir şırınga bulabilir misin?" Acele acele konuştuğunda koşarak banyoya ilerledi Seokjin. Bir baş onaylaması gösteren Jungkook'da hızla çıkmıştı odadan.
Beş dakika gibi bir süre sonrasında Seokjin küvetin dolduğunu söylemek için tekrar içeriye geçti.
Yoongi hızla bedeni kucağına zorlanmadan alarak banyoya götürdü. Onu su dolu küvete bırakırken su anında çamur ve kan lekeleriyle kirlenmişti. Ellerini suya soktu Yoongi. Gözlerini kapatarak açmış derince nefes almıştı. Su git gide soğuyarak yer yer buzlanmaya başlamıştı.
Ufak kristaller arttığı an ellerini sudan çıkarttı. Seokjin'in uzattığı havlu ile ellerini kuruladı.
"Hyung Hoseok'u uyandırıp gelir misin? Bu katta koridorun sonundaki oda olması gerekiyor." Yoongi sakin bir tonda konuştuğunda endişeyle bakan gözler Jimin'den kendisine dönmüştü.
Başını sallayarak onayladı Seokjin. Odadan çıkmıştı.
Aradan bir kaç dakika geçmişti. Vücut ısısı düşmeye başlamıştı. Bu süreçte Yoongi kirli bedeni temizlemeye başlamıştı. Kan, toprak lekeleri gittiğinde biraz daha net görebiliyordu açık yaraları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bringhston ᛭ School
Teen FictionBirden okulu genişletme kararı alan okul komitesi, davet ettiği öğrenciler konusunda oldukça büyük bir mutluluk içerisindelerdi. Kurt adam ve vampirleri aynı çatı altına sokarak hepsinin iyi kaynaşacağını düşünmüşlerdi. Tek amaçları öğrencileri mono...