Seokjin oturduğu yerden kalkarak Hoseok'u da berberinde çekiştiriyordu.
Taehyung bahçedeyken dışarda olmaları sorundu. Sorun bir vampir değil bataklık canavarıydı. Bileğinden tuttuğu bedenin bir süre sonra o adamın yakasına yapışacağına emindi.
Cebinde bir titreşim hissettiğinde telefonunu çıkartarak gelen aramayı açtı.
"Efendim hyung?"
"Size dediklerimi yaptınız mı?"
"Evet. Şansımıza öğretmen kurulu toplantısı bugüne alınmış. Öğleden sonra Bayan Mortimer okul dışında."
"İkinizde A bloktaki yurdun önüne gelin. Okuldan nasıl çıkacağınızı biliyorsunuz değil mi?
"Merak etme hyung. Biraz sonra orada olacağımızdan emin ol."
Aramayı sonlandırmıştı.
Kulağını telefona yaklaştırıp dinleyen Hoseok her şeyi duyduğu için ikinci bir kez anlatmadı Seokjin.
İkili ana binanın sonuna doğru yürümeye başladı. Zil çalmış nöbetçi öğretmenler herkesi sınıfına girmesi için uyarıda bulunuyordu.
Adımlarını hızlandırarak küçük bir odaya geldiklerinde derince nefes aldılar. Seokjin eliyle Hoseok'un sırtından ittirmişti. "Önce sen." Başını sallayarak onu onayladı Hoseok.
Sendeleye sendeleye kapıyı açtı. Bilerek yavaş davranıyordu. Bir elini karnına koyarken yüzünü ekşitmişti. Revirdeki hemşire hızla Hoseok'un koluna girerek onun sedyeye yatmasına yardımcı olmuştu.
"Neyin var böyle?" Yaşlı kadın dört gözlü bir örümcekti. Fazladan bacakları olmasa da dört kol ve göze sahipti.
"Kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum efendim. Ağrıdan ölmek üzereyim." Hoseok profesyonelce gözlerini bir canavar formuna bir normal haline büründürüyordu. Derisi ve yüz ifadesi anlık değişiyor geri eski haline geliyordu.
"Ah siz zamani yaratıkları gece uyumadın mı?"
Onu onayladı Hoseok.
"Doğruyu söyle. İnsan alkolü aldın mı?" Gözlerini kıstı hemşire.
"Hayır efendim ancak dün yediğim atıştırmalıklar bozulmuş olmalı." Sızlanarak dişlerini sıktı Hoseok. Her bir saniye vücuduna kramplar giriyor gibi hissediyordu.
"Sana biraz istirahat yazıyorum. Bugün okuldan gidebilirsin ancak vaktinde uyuyarak düzgün beslen. Kendini çamura batırarak uyumayı dene. Seni ferahlatır." Dediklerini kağıda yazarak Hoseok'un eline tutuşturdu.
Daha bir cevap veremeden kapı birden açılmıştı.
"Hemşire hanım acilen yemekhaneye gelmeniz gerekiyor. Vampirlerde kan biti olduğu söyleniyor!" Acele acele konuşan Seokjin örümcek kadının yüz ifadesini ölçtü.
Bitlerden nefret ediyordu. İlk önce kaşlarını çattı, dişlerini sıkarak ellerini yumruk yapmıştı. Seokjin'i kenara iteklerken kapıdan bir hışımla çıkarak ilerlemeye başladı.
Onun bu haline gülmüşlerdi.
"Bit diyerek fazla ileri gittin. Gerçeği öğrendiğinde seni ağlarıyla boğacak." Sedyeden atlayarak elindeki kağıdı cebine sıkıştırdı.
"Asıl sorun hemşirenin vampirleri ne kadar darlayacağı."
"Onlar hakkında akşama kadar üç rapor çıkartır."
Gülerek kapıdan çıkmışlardı.
Hızlı hızlı yürüyerek herkes dersteyken çıkmaya çalışıyorlardı. Ana binanın arka kapısına yöneldiklerinde bir öğretmenin arkası dönük şekilde beklediğini görmüşlerdi. Hızla kendilerini duvarın yanına sakladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bringhston ᛭ School
Teen FictionBirden okulu genişletme kararı alan okul komitesi, davet ettiği öğrenciler konusunda oldukça büyük bir mutluluk içerisindelerdi. Kurt adam ve vampirleri aynı çatı altına sokarak hepsinin iyi kaynaşacağını düşünmüşlerdi. Tek amaçları öğrencileri mono...