29

432 53 17
                                    

Işıklar artık biraz daha kısılmıştı.

Etraftaki insanların sesini hoparlörden çıkan ses az da olsa bastırıyordu. Spot ışıkları iki taraflı platformda parlıyordu. 

"Evvett sayın seyirciler işte nefes kesen asıl dövüşümüze sonunda geldik." Spikerin heyecanlı gür sesi salonun her bir yanına ulaşıyordu. "Geçen yıl her birinizin internette izlediği o havalı , yakışıklı! Seksi sporcumuz!" Sonlara doğru sesi daha da güçlenmişti. "Park Jimiiinnn!" 

Kalabalıktan çıkan uğultu biraz daha güçlenmişti. 

Jimin perde arkasından hızlı adımlarla çıktığında ilk işi kendisine çığlık atan insanların önünde eğilmek olmuştu. 

"O gerçekten saygılı. Ne düşünüyorsun bu konuda Sou." Spiker elindeki mikrofonu yanındaki diğer adama uzattı sakin sesle. 

"Gerçekten öyle. Maç sonu bir çay içelim Jimin-ah"

Diğer spikerin kameraya göz kırpmasıyla kalabalıktaki çığlık azalmış gülüş sesleri yankılanmıştı. 

Heyecanı biraz daha geçtiğinde platformun ucuna, ringin yanına kadar yürüdü Jimin. Spikerin hemen yanında duruyor yüzünde rahat bir gülümseme gösteriyordu. 

"Sakın onunla çay içme çok gürültülü içiyor." Spiker kahkaha atarak yanına ulaşan sporcuya uzattı mikrofonu. 

"Ah bunu aklımda bulunduracağım Joe." Geçen yıl kendisiyle kamera önünde fotoğraf çekinen spikeri iyi hatırlıyordu Jimin. Açıkçası adamın samimi oluşu kendini biraz daha rahatlatmıştı. 

"Gerçekten, kalbim okşandı." Elindeki kağıt ve mikrofonu göğsüne bastırarak bir Jimin'e bir kameraya dudaklarını büzerek baktı Joe. "Evveet! Bizlere biraz kendinden bahset özellikle de etrafta dolanan videondan sonra yeni gelen hayranlarına."

 Spiker hızlı hızlı konuşuyor arada bağırıyor ve sakinleşiyordu. Şimdi olduğu gibi sakince kameraya doğru Jimin'i yakınlaştırdı. 

"Aslında," Jimin kaşlarını alayla çatarak kameranın iki yanından hafifçe tutup yüzünü yakınlaştırdı. Kaşlarını kaldırıp saçlarını eliyle geriye doğru tarayıp spikere döndü. "kamera iyi çekiyorsa konuşmama pek gerek yok bence." 

Kalabalıktan gülme sesleri yükselirken Joe başını geriye atıp kısa bir kahkaha attı. "Seni kırmızı şeytan!" Kahkahasına devam ederken hızla ciddileşip sakin bir ifadeyle mikrofonu diğer eline alarak kolunu Jimin'in omuzuna attı. 

"Bizlere bu maç için neler düşünüyorsun açıklar mısın biraz?"

"Biliyor musun Joe oldukça işim var ve oldukça açım. Yani bu maç kısa sürecek gibi." 

Gözlerini fal taşı gibi açarak, şaşkınca açık ağzıyla etrafına abartılı şekilde baktı Joe. "Bunu duydunuz mu millet?" Yerinde eğilerek bir kez zıpladı. "Millet size diyorum bunu duydunuz mu!?" Resmen bir çığlık attığında Jimin'in yarım ağız ringe yürümesini takip etti kısaca. 

"Evet kırmızı şeytan arkandayız! Bol şans seninle olsun!" Hiddetle bağırarak kalabalığın biraz daha coşmasını sağlamıştı spiker. 

Gerginliği artık kalmadığı için ringin köşesine ipten atlayarak girdi Jimin. 

Ring platformunun ucunda koç ve bir kişi daha bekliyordu. Diğer kişi federasyonun atadığı klasik yardımcılardan biriydi.

Köşeye doğru yaslanarak kollarını ring ipinde iki yana uzattı vampir. Koçun verdiği dişliği ağzına alarak ufak ufak ısırmıştı. 

Bringhston ᛭ SchoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin