Artık her hareketimin, söylediğim her bir sözcüğün başkalarına verebileceği etkileri düşünmeyi bırakmıştım.
Kendimi suçlamayı, her şeyin benim varlığımdan, güçsüzlüğümden kaynaklandığına inanmayı bırakmıştım.
Benim arkamdan iş çeviren insanlar bundan utanmıyorlarsa benim de utanacak bir şeyim yoktu.
Çünkü ben yanlış bir şey yapmamıştım fakat onlar kendi yanlışlarından bile utanmayacak kadar kibirlilerdi.
İno'nun o yere göğe sığmayan egosuyla kaplanmış gerçek yüzüne baktığımda artık her şey aklıma oturmuştu.
Ben bu kızdan mı af dileyecek kadar alçalmaya cüret edebilmiştim, ya da Sai'ye yanlış yaptığıma inanıp salakça bir konuşma isteği mi geliştirmiştim?
Böyle insanlar değişmezdi, her şeyi elde ettiklerini sanırlardı ve doğru kişileri etraflarından uzaklaştırırlardı.
Böylece yükselişleri hızlı düşüşleri acı verici ve sert olurdu.
'Acınası...'
Öyle...
Davranışlarım, ezdiğim gururum acınasıydı.
Kendime bu haksızlığı yapabilmem acınasıydı.
Ancak artık uyanmıştım.
Zor olsa bile...
İno'nun yüzüne kapıyı çarptığımda ve içimden bir ses vicdan azabı hissetmeyi beklerken rahatladığımda artık uyanmıştım.
Elimdeki defteri rafına koymadan önce bir kez daha baktım.
Bir anda her şeye cevap veremezdim belki, kendimi hemen korumayı öğrenemezdim.
Fakat artık Sasuke'nin bir zamanlar koruduğu o küçük kız değildim.
Belki de tek avantajım buydu.
Başımı olumsuzca salladım.
Ardından elimdeki anı defterine son bir kez daha baktım.
Yeniden canlanan o anları kutusuna kapatıp koymak zordu, bu yüzden bu deftere göz atabilmek için tozlu rafından onu almıştım.
Elimde uzun süredir aşina olmadığım o ağırlık, her bir kelime ve satıra işlediğim duygularımla harmanlanmıştı.
İlkokuldaki öğretmenim bize her okul yılı için birer anı defteri tutmayı öğretmişti.
Bunu bize başta yazımızı güzelleştirmek için bir ödev olarak verse de bende dönem sonuna kadar bir alışkanlığa dönüşmüştü.
Bu yüzden her okul yılı için birer anı defteri alıp yaşadıklarımı yazmaya başlamıştım.
Ve evet, ortaokuldaki o berbat zamanları bile yazmıştım.
Bir de Sasuke ile geçirdiğim zamanları...
Defteri tutan parmaklarım bembeyaz kesildi.
Her bir okul yılının ardından bitirdiğim defterlere birer isim verirdim.
Sanki bana özel hikayemmiş gibi hissettirirdi.
Uzun zaman sonra okumak için rafından olacağım kişisel hikayeler...
Sasuke ile geçirdiğim okul aylarını içeren o defterin adı ise benim için saçma bir şekilde özeldi, acı vericiydi.
Çünkü defterin adını Sasuke'nin kimliği açığa çıktığında, bunu hocalara söylemek için koşuşturan sınıf arkadaşlarıma karşı koridorda sarf ettiğim sözlerdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTION
Fanfiction"Benim için ideal erkek mi?" Bakışlarımı bardağıma indirdim. Ve aklımda canlanan görüntüye karşı zevkle iç çektim. "Kesinlikle Uzui Tengen'e benzeyen biri.."