Önce telefonumdaki adrese ardından karşımda yükselen binaya baktım.
Dudaklarımı büzdüm ve annemin attığı adresi sanki anlamamış gibi bir kez daha kontrol ettim.
Tanrım...
Burası devasa bir güzellik salonunun girişiydi.
Ve annem bahsettiğim 'değişiklik' kavramını çok yanlış anlamıştı...
"Amanın! Sen Misaki'nin kızısın!"
Ben tepemde yükselen binadan içeri girip girmemek konusunda kendi içimde bir savaş verirken tiz bir kadın sesi binanın açılan ana kapısından duyuldu.
İrkilip farkında olmadan bir adım geriledim.
Kadın bana dikkatle baktı ve yüzümdeki gergin ifadeyi görünce gülümsedi ve basamaklardan inerek yanıma geldi.
"Çekinmene gerek yok..?"
Aptal gibi davranıyordum.
Kadın hareketlerimi yanlış yorumlamıştı.
Ellerimi sorun değil dercesine kaldırdım.
"Kusura bakmayın, annemin beni böyle bir yere getirdiğini görünce şaşırdım."
Kadın gülümsedi başını salladı.
O anda yavaş yavaş kırlaşmaya başlayan saçlarından ve gözlerinin etrafında oluşmuş olan gülümseme çizgilerinden annemle aynı yaşta olduğunu tahmin ettim.
"Annemi nereden tanıyorsunuz?"
Kadın bana mağrur bir gülümsemeyle baktı.
"İçeri gel, sana anlatayım."
Girmekten başka bir şansım yoktu zaten...
Yine de içimde her ne kadar bu duruma soğuk yaklaşsam da annemin her zaman haklı olduğunu bilen bir yanım ayaklarıma güç veriyordu.
Kadın önüme geçti ve benim için kapıyı açtı.
Olabildiğince seri adımlarla onu takip ettim.
İçimdeki saçma ve beni şekilden şekle sokan duygulardan vazgeçmeye çalıştım.
Annemin yardımını kendim istemiştim ve annelerin her zaman bu hayatta çocukları için yapmayacakları şey olmadığını biliyordum.
En azından benim annem için durum buydu.
Geniş bir danışma masasının önüne geldiğimizde gözlerim içerinin bembeyaz ve ışıklı ortamından dolayı kamaşmıştı.
Güzellik salonlarını oldum olası her zaman rahatsız edici bulmuştum.
Çünkü kuaförlerin hep saçımla ya da bedenimle ilgili kendi fikirleri oluyordu.
'İşte, bunu yaparsak güzel olursun, gel sende şunu deneyelim...' gibisinden.
Kendimi deney masasında yatan bir bebek gibi hissediyordum, bu yüzden de çok az gitmeye çalışıyordum.
Annemin bu huyumu bilmesine rağmen beni böyle bir yere götürmesi ne kadar da ironikti...
Kadın danışma masasında durdu ve bakışlarını üzerime çevirdi.
Ölçülü bir şekilde yüzümü ve vücudumu incelerken aklında bin bir türlü şey döndüğünün farkındaydım.
Rahatsızca kıpırdandım ve bana yapacağı şeyleri söylemesini bekledim.
"Annene ne kadar da çok beziyorsun."
Beklediğim bu değildi.
Kadın otoriter şekilde bana bakarken gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTION
Fiksi Penggemar"Benim için ideal erkek mi?" Bakışlarımı bardağıma indirdim. Ve aklımda canlanan görüntüye karşı zevkle iç çektim. "Kesinlikle Uzui Tengen'e benzeyen biri.."