Son zamanlarda içimde yeşeren yeni yeni duygular her bir yanımı sarıyor, günümü güzelleştiriyordu.
İşlerimi daha zevkli hale getiriyordu, pastalarım daha lezzetli oluyordu, müşteriler sanki daha nazikti bana karşı...
Monoton olan rutinim bile bunaltmıyordu artık beni...
Tüm bunların sebebi hayatıma ve kalbime kabul ettiğim adamdan kaynaklansa da etkisi tahmin ettiğimden de daha fazlaydı.
Ve uzun bir zamandan sonra yaşıyormuş gibi hissettiriyordu.
Sanki gerçekten nefes alıyordum, kalbim atıyordu ve kanatlarımı açıyordum.
İçimi kıpır kıpır duygular sarıyordu.
Kendi kendime gülümseyip iç çektim.
Mutfakta işlerim bitmiş, leyla gibi dolanıp durmuştum bir süre...
En sonunda aklıma silinmesi gereken masalar geldiğinde ıslak bezi tezgahın üstünden alıp mutfaktan çıkmayı akıl edebildim.
Bu sarhoş hallerimin iş saatlerim içerisinde olması benim için iyi değildi, kendimi en kısa sürede toparlamalıydım.
'Yine de çok hoşuma gidiyordu...'
Birkaç masayı temizlediğim sırada Rin'de gelip bana yardımcı oldu ve konuşmadan masaları silmeye geri döndük.
En sonunda yorgunlukla sandalyeye oturduğumda Rin son masanın tozlarını alıyordu.
Bezi ikiye katlayıp silmeye başladığında oturduğumu görmüş olmalı ki iç çekti.
"Mutfağı kirletmeyi çok seviyorum ama temizlemekten nefret ediyorum."
Serzenişine karşı yorgunca gülümsedim.
"Az kaldı. Kisame senpai birkaç güne iki yeni çalışan alacağını söyledi."
Dudaklarını büzüp masayı silmeyi bitirdiğinde benim gibi sandalyeyi çekip oturdu.
"Öyle, en azından iş yükümüz hafifleyecek."
Başımı sallayıp önlüğümün cebinden telefonumun saatini gördüğümde sekize çeyrek vardı.
Bezi elimde buruşturup istemeyerek ayağa kalktım.
"Hadi, Rin. Kapanışa 15 dk kaldı, biz de üstümüzü değiştirelim."
Rin sandalyede başını ovarken yavaşça kalktı.
Bugün kafasını dağıtmasına ihtiyacı olduğunu söyleyerek mutfaktaki çoğu işi o halletmek isteyince karşı çıkmamış ve müşterilerle ilgilenmiştim.
Sorunlarıyla böyle baş ediyorsa bir şey diyemezdim ama ondan anlatmasını istersem de yakın olmadığımız için tuhaf kaçacaktı.
Bu yüzden onun için en iyisini istemekten başka bir seçeneğim yoktu.
Soyunma odasına girip önlüğümü çıkardım ve uzun kollu sweatshirtümü üstüme geçirip toplu olan saçlarımı açtım.
"Sakura ben çıkıyorum. Kafeyi sen kapatır mısın?"
Rin'in öbür taraftan gelen sesine karşı şişme montumu üstüme geçirdim.
"Tamamdır! Yarın görüşürüz!"
"Görüşürüz."
Uzaklaşan ayak seslerini ve kapının kapanmasını duydum.
Montumun fermuarını çekip sırt çantamı tek omzuma attım ve kafenin anahtarlarını alıp çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTION
Fanfic"Benim için ideal erkek mi?" Bakışlarımı bardağıma indirdim. Ve aklımda canlanan görüntüye karşı zevkle iç çektim. "Kesinlikle Uzui Tengen'e benzeyen biri.."