44

105 14 13
                                    

Sasuke'nin hayatı hakkında insanlarla çok fazla konuşmadığını tahmin edebiliyordum.

Kendi sırlarıyla yüzleşmeyi yeğleyen biri olduğunun da farkındaydım.

Fakat bunca zaman boyunca onun ailevi travmalarının benimkinden daha ağır olduğu gerçeğini göz ardı etmek göğsüme inen bir yumruk gibiydi.

Evet, belki babasız büyümüş olabilirdim ama annem vardı, bana bir baba olamasa bile içimdeki sevgi açlığını bir noktaya kadar gidermişti.

Ama Sasuke...

Sasuke yapayalnızdı.

En başından beri...

Bana anlatmasa bile o evde yaşadıkları, Orochimaru-sama ile göğüs gerdikleri her şey tahminimden bile daha acı verici olmalıydı.

'Ancak, Sasuke güçlüydü. O günlerden bu günlere çıkıp gelmeyi başarmıştı...'

"Şirketim güçlü siyasi figürlere, politikacılara, yatırımcılara ve çeşitli alanlarda kendilerini kanıtlamış insanlara hizmet verecek kadar büyüdüğünde ve adından bahsettirdiğinde perdenin arkasına çekildim."

Başımı kaldırıp Sasuke'nin sakin bir sesle söylediklerini idrak etmeye çalıştım.

Doğrulup yanıma oturdu ve vücudunu bana döndürdü.

Farkında olmadan kucağımdaki ellerimle oynamaya başladım.

"Ailen bahsettiğin seçkin insanların arasında olduğu için kendini geri çektin değil mi? Senin böyle bir şirketin sahibi olduğunu bilmelerini istemiyorsun."

Sözlerime karşı başını salladı ve karşımızdaki pencereden yansımalarımıza baktı.

"Amcam onların pençesinden sıyrılabilmek için yıllarca çabaladı, bir yandan da beni yetiştirdi...Hem onun üzerimdeki emeklerinin hakkını vermek hem de artık başımı ağrıtacak meselelerle ilgilenmek istemediğim için geri çekildim."

Söyledikleri bir yandan mantıklı, bir yandan da sanki benim durumum gibiydi.

'Sasuke de kaçıyordu...'

Bakışları pencereden bana döndüğünde iç yanağımı dişledim.

Düşüncelerimi ona söyleyip söylememe arasında kalmıştım.

Söylersem kızar mıydı yoksa benim gibi kaçar mıydı bilmiyordum ama Sasuke benim meselelerimle ilgili bunca zamana kadar düşüncelerini söylemişti.

Ben de şimdi bu riski almam gerektiğini hissediyordum.

"Söylediklerin senin için bir bahane mi, yoksa dürüst düşüncelerin mi?"

Kararsız konuşmam karşısında hafifçe güldü.

"Eğer onlarla yüzleşmek isteseydim taş üzerinde taş bırakmazdım, Sakura."

Bu sözleri ondan duymayı beklemediğimden biraz şaşırdım.

"Fakat bu durum beni ve çevremdeki herkesi yıpratırdı. Bunun olmasını istemiyorum."

Gözlerimi kaçırıp başımı sallamakla yetindim.

'O çok güçlü.'

Hem kendini hem de çevresindeki kişileri düşünerek geri çekilmesi ve bu durumu kaçış olarak değil bir erdemlilik olarak yapmasının tek işareti buydu.

Ona imrenmemek elde değildi.

Kendi kendime gülümsediğimi fark ettiğimde şaşırıp toparlanmaya çalıştım.

He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin