47

85 15 10
                                    

Bir zamanlar karanlık bir odada oturan unutulmuş bir çocuktu.

Gecesi yoktu, gündüzü yoktu, mutluluğu yoktu, üzüntüsü yoktu...

Sadece korkunç bir acı ve ardında getirdiği gözyaşları vardı.

Yok olup her şeyin bittiğine onu günden güne daha da ikna eden bir acı...

Yine de onu bir şekilde yaşatan bir acı...

Bir bedene yaslandığını, kemikli bir elin omuzlarını kavradığını hissetti.

Ancak tutuşu sıcak değildi, elleri yumuşak değildi.

Sert, kaba ve yontulmuşlardı.

İrkildi.

Onu karanlıktan çekip çıkaracak olan umut ışığı mıydı? Yoksa başka bir karanlığa sürükleyecek bir ateş mi..?

Fakat o el daha önce hiç kimsenin ona yapmadığı şeyi yapıp saçlarını okşadığında içinin daha önce tatmasını bilmediği hislerle burkulmasına engel olamadı.

'Keşke engel olabilseydim...Keşke en başından beri yanında olabilseydim...'

"Efendim?"

Masada oturan bedeni aniden gerilip önünde birleştirdiği ellerini açtı.

Geçmişi çok fazla kurcalamak varlığını hala kabul edemediği o karanlık sandığın içindeki anıları açmak demekti.

Anıların asla dışarıya çıkmasına izin vermezdi, fakat onlar zayıf anını bulur ve kendilerini hatırlatırlardı.

Sinirle gerilirken karşısındaki adama baktı.

Adam başka bir emir gelmesini bekler bir şekilde dimdik ona bakıyordu.

Bakışlarındaki keskinlik onu rahatlattı.

"Dediklerimi anladıysan gidebilirsin."

Başını sallayan adam vakit kaybetmeden odadan çıktı.

Bir noktada güvenlik şirketine sahip olmak, çeşitli veri tabanlarına bağlanıp insanlar ve tüm bilgileri hakkında bilgi akışını sağlayan, ahlaki doğruluğu düşünülen bir işti.

Elindeki bu gücü ne kadar dikkatli kullanırsa o kadar başarılı olurdu.

Bakışlarını ileriye dikti.

Bu zamana kadar hata yapmamıştı, asla da yapmayacaktı.

Odasının kapısı tıklatıldığında çenesini sıktı.

"Girin!"

Sekreteri kibarca içeriye girdi.

"Efendim, Orochimaru-sama geldiler."

Orcohimaru'nun adını duyduğunda şaşırsa da kendine hakim olmayı başardı.

Kendisi şu anda asıl restoranın mali işleriyle ilgilenmek üzere Tokyo'da olmalıydı.

Demek erken dönmüştü.

"Gelsin..."

******************

Parmak uçlarımın titremesini nefesimi tutarak engellerken pastamın son süsünü tepesine dikkatle yerleştirdim.

Geri çekilip eserime dikkatle baktıktan sonra nefesimi rahatça verdim.

2 saattir aralıksız olarak yarın siparişi teslim edilecek olan pastayla uğraşıyordum.

Neyse ki bir aksilik olmadan bitirebilmiştim.

He Is Not Gay! Just My Girlfriend⚠️/SASUSAKU FANFICTIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin