Karar

133 21 2
                                    

İyi okumalar, güzel Leydilerim/Lordlarım.

Her ne kadar bu sabaha gözlerimi açmak istemesem de uyanmıştım. Boş boş kadınlara baktığımda "Beğenmediniz mi?" diye sordu.

Bakışlarım bana gösterdikleri gelinlikle birkaç saniye oyalandı. Ardından başımı olumsuz anlamda sallayarak fikrimi belirttim. Konuşmamaya and içmiş gibi dursam da konuşmak istiyordum, fâkât kendimde o cesareti bulamıyorum. Yorgundum, fazlasıyla yorgundum.

Eline kabarık olmayan, sade bir gelinliği alıp yanındaki kadının yardımıyla havaya kaldırdığında aynı soruyu tekrar sordu. "Bu nasıl? Sanırım fazla sade, ama eminim size çok yakışacaktır. Denemek ister misiniz?"

Bakışlarım elbisede biraz fazla oyalanınca sevdiğimi düşünmüş olmalı ki yüzünde gülümseme belirmişti. Ama, "Sade değil." dediğimde morali bozulmuştu.

"Peki..." diyerek kabarık ve sade bir gelinliği eline aldı. Üstü saten iken altı tülden oluşuyordu. "Bu nasıl? Aslında getirmeyi düşünmüyordum, sadece fazla çeşit olsun diye getirdim. Seçiceğinizi düşünmüyorum gerçi." dedi.

Başımı yana eğdim. "Neden?"

Güldü. "Leydim, Lord ile evleniyorsunuz. Bu yüzden daha gösterişli şeyler seçersiniz diye dedim."

İşaret parmağımla elindeki gelinliği işaret ettim. "Onu istiyorum."

Ağzı aralanırken bir gelinliği bir bana baktı. Yüzü düşerken "Emin misiniz? Arkanızdan çok konuşurlar." demişti.

Onu başımla onayladım. "Eminim."

İsteksizce "Peki... Siz giyin üstünüzü, biz de dışarıda bekleyelim. Hazır olunca ya da yardıma ihtiyacımız olduğunda bize haber verirsiniz." diyerek gelinliği yatağa bıraktıktan sonra yanındaki kadınlar ile dışarıya çıktı. Arkalarından kapıyı kapatırken konuşma sesleri kulağıma dolmuştu.

İçlerinden birisi "Ben kadının yerinde olsam en gösterişli gelinliği seçer, herkesi çatlatırdım." dedi.

"Galiba gözü yükseklerde değil, ama haklısın canım. Seçtiği gelinlik neydi öyle ya?"

"Gelinlik güzel de, sadece çok sade. Asla seçeceğini düşünmedim." diyen kadını diğerleri de onayladı.

"Ben de düşünmedim, öylesine getirmiştim."

Derin nefes alarak üstümdekileri çıkardım. Herkes arkamdan sallama peşindeydi.

"Yüzü de bir karıştı. Lord ile evleniyorsun, ne üzülmesi ya?"

"Kız, zorla evleniyor olmasın bunlar?"

"Yok be, ne zorla evlenmesi? İlk seslenen oymuş, Lord da cevap vermiş. Yani evleneceklerini biliyordu."

"Orası öyle tabii de. Yüzünden düşen bin parçaydı."

"Zorla evleniyorsa da ne olmuş yani? Gitsin ben evlenirim Lord'la." dediğinde kaşlarım çatıldı.

Diğerlerini umurmamıştım ama bu sinir bozucuydu. Üstelik duymayacağımı düşünerek konuşuyordu. Bu daha kötüydü. Yüzüme söylemek yerine sadece arkamdan konuşmayı biliyorlardı.

Kaşlarım çatılırken gelinliği yırtmamak için zor durdum. Gerçekten çok sade bir gelinlikti. Hatta çoğu kişinin bunu tercih etmeyeceğine emindim. Ben de sevdiğimden giymiyordum zaten. Amacım sinir etmekti. Gösterişli şeyleri severdim ama aynısı gelinlikte geçerli değildi.

Gelinlik fazla gösterişli olunca ona gelinlik diyesim gelmiyordu. Çünkü abartılı oluyordu. Bu yüzden de gelinliğin sade, takıların da gösterişli olması taraftarıydım.

Judia'nın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin