O adam

473 49 27
                                    

İyi okumalar güzel Leydilerim/Lordlarım.

"Çocukça bir küsme değil bu, dargınlık. Hala yanındayım, yüzüne bakıyorum ama sırtım sana içini dönmüş."


Gözlerimi aralarken boynumda hissettiğim ağrı ile inledim. Elim boynuma doğru giderken yatakta doğrularak etrafıma baktım. Oda da tektim. Üstümdeyi battaniyeyi iterek çıplak ayaklarımı yataktan uzattım. Ayaklarım soğuk parkeyle temas ederken titredim, fâkât soğuk olmasını umursamadan birkaç adım ilerleyerek aynanın karşısında durdum.

Görüntüme baktığımda yutkunmuştum. Göz altlarım morarmış, vücudum bembeyaz olmuştu. Titreyen ellerimi boynumdan çekerek boynuma baktım. Gördüğüm diş izi ile bacaklarım titrerken, göz yaşlarım bu snı beklercesine yanaklarımdan süzülmeye başladı.

Görüntümü böyle görmeye dayanamadım. Bacaklarım kendini serbest bırakırken, vücudum yerle buluştuğunda ses çıkmıştı. Fâkât bunu umursamadım. Elimi ağzıma götürerek öyle ağlamaya devam ederken, kapı aniden açıldı.

Başımı kaldırıp, korkuyla gelen kişiye baktım. Sarı kıvırcık saçlı, açık kahverengi gözlere sahip bir kadındı. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken ona bakmaya devam ettim. Yutkundu ve arkasına baktıktan sonra, "İçeriye girmeyin." diyerek kapıyı kapattıktan sonra bana adımladı.

Önümde durup elini bana uzattığında bana vuracağını zannedip, vücudumu koruma pozisyonu aldım. Bunu yapmamla "Lavinia," diye fısıldadı, titreyen sesiyle.

"Yemin ederim ki sana zarar vermeyeceğim, tamam mı?"

Başımı kaldırıp önce eline, sonra kahverengi gözlerine baktım. Onun da gözleri dolmuştu. Titreyen ellerimi eline uzatarak elini kavradım. Anında elimi tutarken, diğer eliyle de kolumdan tutarak kalkmama yardım etti. Ayağa kalktığımda hâlâ bacaklarımı kontrol etmekte zorlandığımı fark ettim. Bunu o da fark etmiş olacak ki kolumu omzuna koydu ve beni de belimden tutarak yatağa doğru adımladı. Hiçbir şey söylemeden onunla birlikte hareket ettim. Birkaç saniye sonra beni yatağa oturttuğunda, kendisi de yanıma oturdu.

Gözlerimden artık yaş akmıyor, merak dolu gözlerle ona bakıyordum. Bu kadın da kimdi? Neden bana yardım ediyordu? Onu Saray'da görmemiştim. Burada çalışmadığı da bariz belliydi. Yatağın kenarındaki çekmecenin üstündeki bardağa suyu kattı ve bana uzattı. Bardağı iki elimle kavrayarak tuttum. Ardından bardağı dudaklarıma götürerek son yudumuna kadar içtim.

Ben içtikten sonra bardağı geri yerine koyarak, bana baktı ve gülümsedi. Gözlerimi kırptım. "Seni çok özledim." diyerek bana doğru sarılmak için hamle yaptığında geri çekildim. Onu tanımıyordum. Bu yüzden bana ne yapacağını bilmediğim için ondan uzak durmayı seçtim. Büyük ihtimalle vampirdi ve o da kanımı emmek istiyor olabilirdi.

"Kimsiniz?" diye sordum. Gülümseyen suratı solarken yutkundu. Düzelen gözleri de geri dolmuştu. Burnunu çekip, "Gerçekten beni hatırlamıyor musun?" diye sordu. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Peki, sorun değil, sorun değil. Hatırlamak için kendini zorlama. Ben Yasemin. İlk hayatında seninle arkadaştım. Tek ben değil, Batı'da seninle arkadaştı. Biz Batı'yla evlendik. Hatta düğünümüze sen de gelmiştin. Bir kızımız oldu." dedi. Bana neden bunları anlatıyordu? Ona hemen güvenemezdim. Dedikleri doğru mu yalan mı, bilmiyordum. Şimdi bana yalan söylüyor olabilirdi ve ona inanarak kendimi riske atamazdım. O adama da güvenmiştim, ama beni ısırdı. Yasemin'in yapmayacağı ne malum?

"Yasemin..." diye fısıldadım. Heyecanla bana baktı. "Hatırlıyor musun, Lavin?"

İsmi tanıdıktı. Nereden tanıdığımı düşünürken aklıma o adamın bana bu ismi söylediği geldi. Yani Yasemin doğru mu söylüyordu?

Judia'nın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin