Bunu yazıyorum ama şu an aşırı stresliyim. Konu ne olsun, karakterler nasıl olsun diye düşünmeden duramıyorum. Neredeyse 60 kişi kitap ismini sordu ve yayımlanınca onlara haber vermemi söyledi.
Bu kitabı yayımlarken bile içimde heyecan var. Aslında normalde yazar atarım, üstünde çok fazla durmam ama çok fazla kitabın ismini sorduğunuz için kötü yazmaktan korkuyorum.
Ya beklentilerinizi karşılayamazsam diye bir düşünce var içimde. Bunu uzun tutup canınızı sıkmam istemem. İyi okumalar, değerlendirmeyi unutmayın!
Başlama tarihiniz?
29.01.2023
Beni yazmak için teşvik eden güzel Leydilerime/Lordlarıma...
☆
Görür mü, dersin, aynı gece aynı düşü
Birbirini hiç görmeyenler?Büyücülerin, vampirlerin hatta ve hatta kurt adamların olduğu bir yerde tek başımaydım. Burada insan olan tek ben vardım ve gerçeği söylemek gerekirse, bu ürkütücüydü. Etrafımda o kadar korkunç kişiler vardı ki... İnsan olduğumu anlayacaklar diye ödüm kopuyordu. Onların sürekli olarak birbirlerinden vampir, kurt adam ve büyücü diye bahsetmesi ile öyle olduklarını biliyordum. Korkak birisi olmamıştım hiçbir zamana kadar. Ama dünyanın en korkusuz insanı gelse o da bu durumdan korkardı.
Terk edilmiş bir yerde günlerdir saklanıyorum ama kokumu alıp insan olduğumu anlamaları yakındı. O yüzden sürekli kaldığım yerleri değiştiriyorum. İnsan olduğum öğrenilirse öldürülürdüm. Burada insanlara karşı bir yargı vardı.
Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım uyandığımda burada olduğumdu. Buraya gelmeden önce hayatım normal bir gün gibiydi. Nasıl geldim, bilmiyorum. Kendi kendime gelmiş olabilir miydim? Ya da rüyamda ayin mi yapıp geldim? Lanet olsun ki hiçbirini yapmamıştım. Eğer yapsaydım hatırlardım.
Burası çok güzeldi. İnsanların tarzları, konuşma şekli olsun her şeyi güzeldi. Ama tehlikeliydi. Onların birçok gücü varken ben hiçbir şey yapamıyordum. Tek yaptığım sürekli olarak ne olduğunu anlayamadığım kişilerden kaçmaktı. Vampiri veya kurt adamların ayırt edilmesi çok zordu. Büyücüleri de tanıyamıyordum gerçi de. Onlar daha çok göze çarpıyordu.
Hepsi eski zamanlarda olan kıyafetlerden giyiyordu. Buradakiler dış görünüşüne önem veriyor olmalıydı. Benim önceden yaşadığım yerde onların giydikleri servet ediyordu. Ama henüz bunun farkında değillerdi.
Buradan gitmeliydim. Ama nasıl geldiğimi bildiğim gibi gitmeyi de bilmiyordum. Zihnimi ne kadar zorlarsam zorlayayım hiçbir şey hatırlamıyamadığım için bu durum beni korkutuyordu. Buraya efsanevi bir şekilde gelmem garipti.
Güzel olduğu kadar da korkunçtu burası. Birkaç kilometre ileriden bile görülen saraylar vardı. Evet, gerçekten saraylar vardı. Şu ana kadar 3 tane görebilmiştim. Çok büyük ve uzakta olmalıydılar. Görünüşleri muhteşemdi.
Eğer öldürülmeyeceğimi bilsem orayı ziyaret etmek isterdim. Ama oraya cesedim bile gönderilmezdi.Üstümdeki toz içinde olan kıyafetlere bakarak yüzümü buruşturdum. Yeni kıyafetler giymeye ve duş almaya ihtiyacım vardı. Ama kimseyi tanımıyordum. Bir kişiye güvensem bile beni anında öldürebilirdi. Buradaki kişilere göre çok güçsüzdüm. Kendimi koruyamadan saniyesinde ölürdüm. Bunu göze alamazdım.
Kendime güçsüz demekten nefret ediyorum fakat onların benden daha güçlü olduğu kabul edilemez bir gerçekti. Onlardan çok fazla korkmuyorum, sadece ölmek için fazla gencim. Kim 22 yaşında ölmek ister ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Judia'nın Laneti
FantasyBeni duvara yaslarken kaçmamam için bacağını bacaklarımın arasına koyarak dizini sürttü. Yutkunarak ona baktım. Mavi gözleri avını bulmuş gibi bakarken "Neden ısrarla yapmanı istemediğim şeyleri yapıyorsun, güzel Leydim?" diye sordu. Bunu sorarken d...