Ben Tomris Öztürk adımı çok seviyorum çünkü ben gibi. Savaşçı kadın hükümdar kulağa çok havalı geliyor değil mi? Adaletsiz ülkenin adaleti getirecek olan kadını olacağım günü iple çekiyorum, kolay olmayacak zaten kolay olan hiçbir şey güzel değildir. Belki bin kez yaralanacağım, bin kez düşeceğim ama bin kez iyileşip, bin kez kalkacağım. Bugün bir ev ve kocaman bir bahçe aldım. Bahçeyi kesinlikle boşluk kalmayacak şekilde ağaçlarla dolduracağım. Dikeceğim ilk ağaca karar vermek çok zor olmasa gerek. Tabii ki bu ağaç sedir ağacı gücü temsil ediyor ve hiçbir şey bir anda güçlenemez, zaman gerekir yaralanma gerekir...
🌿
Ağaç fidanı satan bir yerin önüne geldim istediğimi alacaktım. Satış elemanının beni gördüğü an kaşları çatıldı neden mi çünkü kırmızı mini elbiseyle bir ağaç ekecek insana benzemediğimi düşünüyor her şey ön yargı olmuş bu zamanda...
Sahte bir gülümseme takındım ve "Merhaba, sedir ağacı fidanı var mı?" Dedim. Hiçbir şey demeden eliyle arka bahçeyi gösterdi. Hızlı adımlarla onu takip ettim ve sedir ağacı fidanlarını gösterdi sanırım seçmem için yüzüme aval aval bakıyor hepsi aynı şey zaten ne bekliyorsa.
Bunu içimden geçirdikten sonra kendimle ters düşmem peki...Köşede bir çöp gibi duran yaralı fidan gözüme çarptı, kurumaya yüz tutmuş bir fidan tabii ki onu almak istediğimi söyledim ve adamın saçma bakışlarına aldırmadan ücreti ödeyip çıktım.
Eve gittiğimde bilgisayarımı açtım ve planımı tekrar gözden geçirdim. Sanberk Atılgan bu isim için planlarımı yapmam uzun sürmedi zeki gibi görünen ama asla olmayan o çerez. Pek tanınmayan bir hakim olan bu varlık aynı zamanda masumları gözü kırpmadan öldüren, hayvanlara türlüce işkenceler yapan bir yaratık.
Hepsi kanıtlı bir şekilde bende var çünkü adımlarını izleyip bir sonraki kurbanını öldürüken tam arkasında onu çekiyordum. Kana susamış bir canavar gibi olduğu için beni fark etmedi bile. Planımız şöyle yarınki kurbanı benim aynı zamanda arkadaşım , binevi onu yem olarak kullanacağım ve o bunu çok iyi biliyor.
Kendisi benim onun için hazırladığım tuzak bölgeye kaçacak ve hayır kaçamama ihtimalini düşünmüyorum bile. Tuzak bölgede bombalar var ve elimdeki alete basmamla saniyeler içinde yok olacak ama hayır ben onun öylesine yok olmasını istemiyorum bombalar sadece bir tehdit unsuru o işkence çektirdiği hayvanlar ona aynısını yapacak belki ayı saldırısına kurban gider veya vahşi köpeklere kim bilebilir ki? Bu tamamen bir tesadüf olacak. Her şeyi ince ayrıntısına kadar düşündüm ve hataya yer yok.
🌿
Sabah o alarmın iğrenç sesini duymamak için erken kalktım. Sporumu yaptım kısa bir duş alıp rutin işleri hallettim. Dolabımı açtığımda beni o can alıcı renk karşıladı kırmızı çünkü gücü temsil ediyor ve bence bir kadına en çok kırmızı yakışıyor.
Kırmızı eldivenlerimi giydim, kırmızı eşofman takımımı ve kırmızı spor ayakkabılarımı da giydim ne yani canavar öldürmeye mini elbise artı topuklu ayakkabı ile mi gidecektim? Yanıma yine kırmızı olan elbise ve topuklu ayakkabılarımı aldım bunları ordan çıktıktan sonra kullanacağım. Evden hızlıca çıktım ve o korunaklı evi arkamda bıraktım.
Arkadaşımın yakasında gizli bir mikrofon ve kamera duruyordu izlediğim görüntülerde kaçtığını net olarak görebiliyordum.
O büyük ağacın arkasındaki siyah arabamdan onları izliyorum ve tam olarak görüş açıma girdiler. Hızlıca silahımı ve güya bombayı patlatacak olan aleti aldım ve oraya girdim. Sanberk Atılgan elindeki silahı hızlıca bana döndürdü ben ona güzel bir gülümseme gönderdim ve "Hey yine işinin başındasın bakıyorum da hmm ama bu sefer o olmayan zekanı kullanamayıp tam olarak tuzağımın içine düştün eğer şuan onu bırakmazsan elimde bulunan bu küçük oyuncakla çok güzel şeyler yapacağım denemek ister misin?" Adam tam bir aptal çünkü kafama sıksa sorun tam anlamıyla ortadan kalkıyordu ama o sadece donup kaldı.
"E hadi seni mi bekleyeceğiz cevap vermen için hmm kaç saniye versem filmlerde hep 3 olur bu yüzden ben sana 12 saniye veriyorum." Yavaşça birden başlayarak saymaya başladım ama Sanberk arkaya bakarak gülümsemeye başladı ama bunun bir yanıltma olduğunu düşündüğüm için arkama bakmadım bile. Arkadaşıma hızlıca baktığımda gözünde tam anlamıyla sıçtık ifadesi vardı. Arkamı hızlıca döndüm ve Akalp silahını doğrultmuş gözlerimin içine bakıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbin Ağacı
Mystery / ThrillerNeden bir katile dönüştüğüm için özür dileyeyim ki? Hiç kimse beni bu hale getirdiği için özür dilemedi...