33) Ay Yüzlü

1 0 0
                                    

Sesin nerden geldiğini duyduğumda hızlıca oraya gittim. Gördüklerimle kanım çekildi ancak ben geriye çekilmedim. Bıçağımı çıkardım ve sessizce yaklaştım. Bir adam ormanlık bir alana genç bir kızı çekmişti ve gerisini anlatmak bile istemiyorum.

Adam o kadar pislikti ki o kadar odaktı ki beni fark etmediğinde boynunu kolumun arasına kitledim ve çırpınmaya başladı nerdeyse ölecekken yere bıraktım ve bıçağı ölmeyeceği bir yerine sapladım ve kan kaybetmemesi için geri çıkarmadım şuan baygındı.

Kız korkmuştu kim olsa korkardı ona sakince yaklaştım şuan korkmaması için her şeyi yapardım "Beni tanıyorsun sakin ol. Haberleri izliyorsun değil mi ben şu ağaç delisi katilim ve sana zarar asla vermem izin ver sana yardım edeyim." Dediğimde başını korkarak salladı.

Deri ceketim fazla uzun değildi ancak saten gömleğim biraz daha uzundu bu nedenle gömleğimi çıkarıp ona giydirdim ancak hâlâ üşüyordu bu nedenle ceketimi de ona verdim sadece sporcu atletimle kalmak umrumda değildi.

Kenarda duran telefonu gördüğümde ezbere bildiğim Noyan'ın telefon numarasını aradım. Birkaç kez çaldı ve açtı "Noyan acil gelmelisiniz mümkünse araçla gelin malikaneye baya uzak olan bir ormandayım konum atamayacağım tek yapmanız gereken hızlı olmak." Dedim ve telefonu kapattım.

Kızı inceledim henüz hiçbir şey olmamıştı ancak onun korkusu ruhunda bir delik açmıştı bunu biliyorum. Titriyordu hayır bu havanın soğuk olmasından değil korkudandı.

Gittim ve onu kendime çekip sıkıca sarıldım. "Ben yanındayken sana kimse hiçbir şey yapamaz söz veriyorum. En fazla yarım saat içinde burdan çıkacağız söz veriyorum." Dedim ve bu sefer o bana daha çok sarıldı ve omzumda göz yaşlarını hissettim. O gözyaşları için bu adamı diriltip diriltip öldürecektim bunu biliyorum.

Yaklaşık 15 dakika sonra Noyan'ın sesini duydum "Tomris! Burda mısın?" Tüm gücümle "Evet!" Diye bağırdım. Birkaç saniye içinde tüm ekip etrafımıza doldu ve muhtemelen neler olduğunu anlamışlardı. Noyan konuşmaya başladı "Darhan ceketini Tomris'e ver" dediğinde Darhan ikileymeden çıkartıp bana uzattığında direkt olarak giydim.

Burçigin kıza yaklaştı ve korkmadığından emin olduktan sonra "Gel canım seni bir hastaneye götürelim" dedi anca kız hareket etmedi ve bana baktı. Noyan'a sessizce "O adamın ölüşü bizzat elimden olacak sakın öldürmeyin sadece bir yere hapsedin geleceğim" Dedim ve kıza sarılıp onunla ilerledim.

Onu aracın arka koltuğuna sakince yerleştirdim ve Burçigin ise sürücü koltuğuna geçti diğer tarafa ise ben geçtim. Burçigin eve doğru sürmeye başladı ben ise kızla konuşmaya çalıştım.

"Adın ne?

"Aybüke"

"Kaç yaşındasın?"

"17"

"Okuyor musun?"

"Dershaneden geliyordum" dedi ve sesi tiredi gerisini getiremedi.

"Ailene ulaşabilir miyiz peki canım?"

"Hayır, zaten tek yaşıyorum" dediğinde kalbim acıdı.

"Tamam değerlim" dedim ve ona sıkıca sarıldım. Bazen insanların evinde gibi hissetmeye ihtiyacı vardı ve bu ev somut olmak zorunda da değildir.

"Abla sen gerçekten o musun?" Diye sorduğunda ona bu detayı verdiğimi hatırladım. Bu başıma iş açabilirdi ve açacaktı da bu yüzden sessiz kaldım. Sessizlik bazen bir kabullenişti.

Eve çok yaklaşmıştık ve kızın korktuğunu çok net hissediyordum.

Arabadan inince ona yolu gösterdim ve aceleci adımlarla yürümeye devam etti. Nisa bizi gördüğünde her zamanki hızlı adımlarıyla yanımıza geldi ve o mükemmel gülümsemesini gösterdi.

"Merhabalar ben Nisa, benim hakkımda konuşmuşlardır illa çünkü konuşulmayacak bir insan değilimdir" dedi de saçını savurdu bu bizim de gülümsemize neden oldu.

"Aslında aklıma bile gelmedin." Dediğimde tek kaşını kaldırıp kınayan bakışlarla bana baktı.

"Zaten konu sen değilsin ben Burçigin bahsetmiştir demek istedim."

"Sen kimsin ki? Şahsen ben yeni görüyorum." Diyen Burçigin, Aybüke'nin gülümsemesine neden oldu.

"Siz insandan ne anlarsınız ki zaten neyse siz gidin anca-" derken konuşmanın devamını getirmedi. Muhtemelen anca insan öldürün diyecekti ama doğru yerde kesti.

"Gel hayatım ben sana iki dedikodu anlatayım boşver bu ruhsuzları" Bunu duyan Aybüke hemen Nisa'nın yanına gitti ve koluna girerek ilerdi. Bu kadar çabuk bize alışması nedensizce garibime gitmişti ama yine de sorgulamadım.

Ekibin yanına gitmek için arabaya tekrar bindiğimizde Burçigin tekrar konuşmaya başladı

"Nasıl bilebilirsin?"

"Sadece his."

"Peki şuan hislerin ne söylüyor?"

"Eğittiğin insan bir gün seni öğrettiğin şekilde öldürür diyor."

"Nasıl yani bu kızı eğitecek misin?"

"Laçin'e bu görevi vereceğim iyi anlaşacaklarını düşünüyorum"

"Neden eğiteceksiniz ki?"

"Kimliğimi açıkladım."

"Bunu nasıl yaparsın!"

"Tam olarak bu yüzden ben eğitmeyeceğim çünkü bu sayede benim açıklarımı öğrenir."

"Bu yaptığın çok büyük bir hata Tomris. Ne olursa olsun söylememeliydin."

"Biliyorum ama değiştiremem, ders alabilirim."

Bir cevap vermedi. 17 yaşındaki bir kız sana ne yapabilir diye düşünebilirsiniz ama o kişi onu eğittiğim sürece tüm açıklarımı öğrenir ve bir gün başıma silahı dayayabilir.

Ekibin yanına vardığımızda adamı çoktan öldürmüşlerdi ancak tepki göstermemiştim bile.

Burçigin sessizliği bozdu "Noyan, Tomris maalesef Aybüke'ye kimliğini açıklamış."

Noyan'ın yüzündeki ifade yerine hüzün aldı ve herkesin duyacağı şekilde konuşmaya başladı.

"Toplantı yapacağız herkes 1 saat sonra malikanede toplansın!"

Kalbin Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin