Merak ettiğim birçok şey vardı örneğin Nisa benimle bu yüzden mi yakın oldu veya benimle ne yapacaklar... Şuan ağaçlarım nasıl onu bile bilmiyorum.
Kitabım gelmişti sadece adına bakmam bile okumamam için bir neden. Başka çarem yok ve sıkıntıdan patlıyorum bu yüzden kitabı okumaya başladım zaten inceydi ve çabucak bitecekti. Kitap şöyleydi:
Kız bir engelli ve içine kapanık. En büyük özgüvensizlik nedeni onun için gözleri çünkü görmediği zaman hislerinin de olmadığına inanıyor. Bir gün sınıfında zorbalığa uğruyor ve onu savunan bir kız var ve ölesiye savunuyor. Onun da kardeşi engelliymiş bacakları tutmuyor. Bir gün kardeşiyle onu tanıştırıyor ve onlar birbirlerini tamamlamaya başlıyor. Aralarda bir sürü sıkıntı çıkıyor aile baskısı, öldürme tehditleri ama her şeye rağmen aşkları doğuyor birisi diğerinin gözü, diğeri ise birinin bacakları oluyor. Kalpleri her zaman birbirleri için çarpıyor. Tüm engellere rağmen birbirlerini seviyorlar.
NBG kitabın sonuna bir not bırakmış "Onların birçok engeli vardı ama bizim tek engelimiz senin güvensizliğin. Niye başkasının ördüğü duvarları ben yıkmayayım ki? Bir gün yıkacağız ama fırsat ver be kızım. -NBG"
Bu ölümlü yerde bana aşkı tattıracak birisi henüz çıkıp gelmedi. İnancım bile yok. NBG bir gün gidebilir herkese güven olmaz, ben babama bile güvenmem. Dahası içimde hiçbir duygu dahi yok, başkası olsa sanırım rüyasında bile NBG diye sayıklardı. Herkes benim taş kalpli olduğumdan yakınır ama kimse benim kalbimi taşa çevirenlere ses çıkarmaz... Bir kez kalbin kırıldığında onu toplayamıyorsun çünkü bilirsiniz cam kırıkları hareket ettikçe daha çok batar bu yüzden temkinli olmalısınız. Bildirim sesiyle düşüncelerim uçtu.
NBG: Kitabı sevdin mi?
Tomris: Onlara büyük bir saygım oluştu çünkü bu engeller içinde bile bir imkan yaratmak her yiğidin yapabileceği bir şey değil.
NBG: Notu okudun mu?
Tomris: Evet.
NBG: Yazdıklarım doğru mu?
Tomris: Evet.
NBG: NE?
Tomris: Ben haklıya hakkını veririm.
NBG: Yani bana şans verecek misin?
Tomris: Hayır.
NBG: Neyse ben sana zaten iş teklif edecektim. O zaman konuşuruz.
Tomris: Ne işi? Herkes iş teklif ediyor, ünlü mü oldum ne.
NBG: Başka kim iş teklif etti ki?
Tomris: Edemedi desek daha doğru.
NBG: Nasıl yani?
Tomris: Detayları boş ver. Zaten hiçbir cevap vermediğim için çıldırdı.
NBG: Onları öldürmem için nedenler verip durmasana kızım nasıl tutacağım kendimi?
Tomris: Beni ilgilendirmez.
NBG: İki gün sonra seni bir yere götüreceğim. Kabul mu?
Tomris: "Götüreceğim" demişsin zaten yani benim haberim olmasa da götürüyorsun. "Götürmek istiyorum" deseydin cevabını alırdın.
NBG: Pardon benim kabalığım. Tomris Hanım benimle iki gün sonra bir yere gelmek ister misiniz?
Tomris: Hayır.
NBG: Of ama ya
Tomris: Of ama ya?? Kendini tatlı mı zannediyorsun?
NBG: Nasıl yani değil miyim 🥺
Tomris: Pardon da nereye gidiyorum ben hani yaralarım iyileşmemiş ya
NBG: Allah'ım sana geliyorum
Tomris: Ne oldu?
NBG: NOKTA KOYMAMIŞSIN
Tomris: Fark etmedim. Ayrıca konu bu değil.
NBG: Doktorunla konuştum ve fazla yorulmadığın sürece sıkıntı olmadığını söyledi.
Tomris: Peki doktorumun ağrılarımdan haberi var mıymış?
NBG: O gün ağrın olursa gitmeyiz. Çalışma odamda konuşabiliriz
Tomris: Hiç gitmeye gerek yok böyle bir seçenek varsa.
NBG: Peki.
Tomris: Bu arada adın ne senin?
NBG: Benim hakkımda bir şeyler merak etmen gözlerimi yaşarttı...
Tomris: Cevabımı almadığım sürece umrumda değil.
NBG: İki gün sonra öğrenirsin
Görüldü attım ve cidden canım çok sıkılıyordu. Oda genişti ve camlarda demir korkuluklar vardı sanki kaçacakmışım gibi...
Evet aslında ilk fırsatta kaçardım ama keyfim yerinde niye kaçayım? Bir gardırop vardı ama hiç bakmamıştım şimdi ise merağım tam olarak beni oraya yönlendirdi.
İçini açtığımda yarısı rahat kırmızı eşofman ve üstlerle yarısı da yine rahat olan kırmızı elbise ve eteklerle doluydu. Altta kırmızı spor ayakkabılar vardı. Alttaki çekmecelerde yine kırmızı olan iç çamaşırlar. Bu beni gülümsetmişti çünkü kırmızı sevdam her zaman burdaydı.
Üstümdeki hasta elbisesinden kurtulmak amacıyla ordan ihtiyacım olan şeyleri aldım ve kapı kilitli olduğu için tek çare NBG kişisine yazmaktı çünkü burda kamera vardı. Duş almak ve dişlerimi fırçalamak istiyordum.
Tomris: Bir insan evladı şu kapıyı açıp beni banyoya götürürse çok mutlu olurum.
NBG: Pardon benim kabalığım daha önceden aklıma gelmeliydi ve hemen bir hemşire yolluyorum. Tekrardan üzgünüm...
Tomris: Bu büyük kabalığını affettirmek için bir şey yapabilirsin.
NBG: Tabii ki. Nedir o yapacağım şey?
Tomris: Bahçeye çıkmak ve orda oturmak istiyorum.
NBG: Tabii ki. İstediğin zaman bana mesaj atman yeterli, bir hemşire ile çıkabilirsin
NBG: Bu arada saçın ıslak çıkma dışarıya kameraya bakıp özellikle bunu kontrol edeceğim.
Tomris: Tamam baba, çıkmam.
NBG: Çok komiksin.
Tomris: Umarım banyoda da kamera yoktur.
NBG: Saçmalama istersen
Tomris: Peki, güvenmedim ama olsun. İçeri girdiğimde özellikle kontrol edeceğim.
NBG: Nasıl rahat ediyorsan
Görüldü attım ve kapı açıldığında bir hemşire bana eşlik etti. Banyoya gittiğimde gerçekten her yeri aradım, tüm ağrılarıma rağmen ama kamera bulamadım.
Bu yüzden yeni olan bir diş fırçası paketi gördüm kırmızıydı onu aldım ve macun da sıktım dişlerimi fırçaladım sonra uzun süren bir banyonun üstünden kıyafetlerimi de giydim ve cidden çok rahatlamıştım saçlarımı taradım ama kurutmadım. Salık bıraktığım saçlarım uzun süre sonra su görünce şaşırmış olabilirler. Her şeye rağmen mutluydum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbin Ağacı
Mystery / ThrillerNeden bir katile dönüştüğüm için özür dileyeyim ki? Hiç kimse beni bu hale getirdiği için özür dilemedi...