Öncelikle kız karakterimizi koyuyorum
↓↓↓Miroi Kanae
Yakışıyorlar benceee
Çok bilinen yakışıklımızzzz
↓↓↓Shoto Todoroki
O zaman hikayenin en başından başlayalımmm√√√√√
Miroi Kanae'nin ağzından
Shoto. Evet benim tek arkadaşım. Babasız büyüyen ben Shoto'nun komşusuyum. Annemle beraber küçük bir evde yaşıyoruz. Annem Shoto'nun annesi Rei ile arkadaş. Pek görüşebildikleri söylenemez ama yakınlar.
4 yaşındayım. Shoto ile aynı yaştayız. Onu çok seviyorum ve çok iyi anlaşıyoruz. Çoğu zaman babası yüzünden oyun oynayamasakta eğleniyoruz.
Bugün yine onlara oyun oynamaya gideceğim. Annemin ev işleri varmış o gelmeyecek. Shoto'nun evinin bahçesinde beklemeye başladım. Kapıdan gelen Rei senpaiyi görünce tebessüm ettim. Yanıma gelerek o da gülümsedi.
Rei, "Hoşgeldin Miroi. Shoto birazdan gelir."
"Hoşbuldum Rei senpai! Annem bugün gelemeyecek işleri çokmuş."
Anlayışla kafasını salladı. "Peki. Görüşürüz o zaman." demesine el sallayarak karşılık verdim. Benim de Rei senpai gibi beyaz saçlarım vardı. Annemin saçları siyah olmasına rağmen hemde.
Rei senpai gittikten sonra kapıdan Shoto çıktı. Onu görmemle yüzüme tebessüm yayılırken o da tebessüm etti ve koşarak yanıma geldi. "Hoşgeldin Miroi." demesine, "Hoşbuldum Shoto!" diyerek cevap verdim.
Biliyordum. Daha çok küçüktük ama Shoto'nun çok canı yandığını biliyordum. Yine de benim yanımda mutluydu. Bu yüzden hep onun yanında olacaktım. Ben de onun yanında mutluydum.
Shoto ile oyunlar oynadık. Bir yarım saat boyunca koşup eğlendik ta ki kapıdan Shoto'nun babası Enji Todoroki girene dek. Bir hışımla girdiği gibi Shoto'nun kolunu tuttu ve zorla eve girdiler. Bense onların arkasından bakakaldım. Her günkü gibi...
Bir şey yapamıyordum çünkü hâlâ özgünlüğüm ortaya çıkmamıştı. Zayıf bir kız çocuğu olarak karşı gelemiyordum. Ve evet bu bana çok koyuyordu.
Somurtarak eve döndüm.
-1 Yıl Sonra-
5 yaşına gelmiştim bile fakat hâlâ özgünlüğüm ortaya çıkmamıştı. Bugün her zamanki gibi tekrar Shoto'nun bahçesindeydim. Biraz geç kalmıştı. Bugün diğer günlerden daha fazla geç kalmıştı.
Kapının açılmasıyla gülümseyerek ayağa kalktım ve kapıya dikkatle baktım. Shotoyu görünce tebessümüm daha da yayılmıştı ama gördüğüm ile tüm tebessümüm yerle bir oldu. Shoto'nun sol gözünde beyaz bir sargı vardı. Ağzım açık Shotoya bakarken sertçe yutkundum.
N'olmuştu?
Koşarak Shoto'nun yanına gelip ellerimi omuzlarına koydum. "S-Shoto iyi misin?! Gözünde neden bandaj var!?" diye endişeyle haykırdığımda açıkta kalan sağ gözünü kısarak bana baktı.
Kafasını kaldırdı, "Yandı." söylediği bir kelimeyle kaskatı kesildim.
Yanmıştı!
Shoto yanmıştı!
Ben yanında değildim!
Acı çekmişti!
Ellerimle ağzımı kapattım ve bir adım geriledim. "Ca-canın acıyor mu?"
Başını olumsuz anlamda salladı. "Acımıyor, geçti."
Akmıyordu. Gözyaşlarım yine akmıyordu. 3 yaşında tükenen gözyaşlarım yine akmadı. İki adım attım Shoto'ya doğru. Sonra da sarıldım. Ağzımdan iki kelime döküldü, "Özür dilerim"
Shoto da sarıldı, "Teşekkür ederim"
Sarılamayı bıraktığımızda ikimizde gülümsüyorduk. Belki sevinçten değilde buruktu gülümsememiz ama gülümsüyorduk.
Evin kapısından Enji Todoroki çıktı. Gözleri Shotoyu bulunca kaşlarımı çattım. Shotoya doğru yürüdü. Ben de Shoto'nun elini tutup arkama aldım. İzin veremezdim. Onun canının yanmasına izin veremezdim.
Enji Todoroki karşımda durdu. "Çekil önümden!" diye bağırmasıyla bedenimden bir titreme dalgası geçti. Ama geri adım atmadım. Enji Todoroki sinirle omzumdan beni sağ tarafa sertçe ittirince toprağa düştüm. Sağ kolum taşa çarpınca kanamaya başlamıştı. Acım yüzümden toprağı sıkıyordum. Bana bakarak gözyaşı döken Shotoyu gördükçe daha çok sinirleniyordum. Hakkı yoktu. Enji Todoroki'nin bunları yapmaya hakkı yoktu ve ben bu yüzden onun haklarını onun elinden alacaktım.
Sinirle toprağa sertçe vurduğumda topraktan çıkan dikenler Enji Todorokiyi buldu. Bacaklarına saplanan dikenlerle sızlanmaya başlayan Enji sinirle yumruğunu sıkarak evden ayrıldı.
Az önce n'olmuştu?
Ben mi bir şeyler yaptım?
Shoto koşarak yanıma gelip eğildiğinde hâlâ ağlıyordu. "M-Miroi, özgünlüğün ortaya çıktı!" dediğinde her şeyin yeni farkına vardım. O toprak, benim özgünlüğümdü. Evet sonunda özgünlüğüm ortaya çıkmıştı!
Shoto beni incelerken konumun kanadığını görünce gözlerini sonuna kadar açtı ve bana baktı. "Miroi kolun kanıyor! Bir şeyler yapalım!" dediğinde gülümsedim. En azından bugün koruyabilmiştim. Öyle değil mi?
Shoto'nun yardımıyla beraber içeriye geçtik. Rei senpai etrafta yoktu. Biz de beraber kolumuzu sardık. Makası bir türlü kullanamayan Shotoya güldüm. "Makası bana ver, ben keserim sargıyı." dediğimde bana kaşlarını çatmıştı.
Shoto yanıma geldi, "Ama sen yaralısın! Benim kesmem lazım!"
Daha çok güldüm, "Sadece çizildi Shoto! Bir makası tutamayacağımı düşünme!"
Söylediğimle bir süre baktı sonra makası verdi. Shoto'nun tuttuğu sargıyı kestim. O da koluma sardı.
Çok dikkatli ve narin bir şekilde sarıyordu kolumu. Gözlerini kolumdan ayırmadan, "Özür dilerim Miroi. Benim yüzümden canın yandı."
Gülümsedim, "Hayır şapşal! Senin sayende özgünlüğümü kazandım!" dediğimde işini bitirip bana döndü. O da gülümsüyordu.
Serçe parmağımı, "Ben seni her zaman koruyacağım Shoto! Yeter ki asla ayrılmayalım! Hadi bana ayrılmayacağımıza dair söz ver!"
Shoto gülümsedi ve elini getirerek serçe parmağını serçe parmağıma kenetledi. "Söz Miroi!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoto Todoroki X Reader
Short StoryCan sıkıntısından başladım okuyun seversiniz belki :) ~Okuyucular ve okuyacak olanlar, kitabı final yapmış varsayıyorum ve devamını özel bölüm olarak atacağını bilmenizi istiyorum. Evet, uygun değildi ama sınavım yüzünden çok uzun bir ara var ve bu...