Olayları farklı ilerleteceğim. Bazı şeyleri erkene alacağım şimdiden söyleyeyim.
√√√√√
Shoto gitti. Shoto buradan ayrıldı. Söz vermiştik. Yıllar önce söz vermiştik ama Shoto gitti. Shoto gittikten yaklaşık 1 yıl sonra da annemi kaybettim. Bilmediğimiz bir hastalığından öldü.
Şuan 15 yaşındayım. Kimsem yok. Bir markette çalışıyorum. Gündüz okula gidip okuldan çıktığım gibi de markete geliyorum. Gece geç saatlere kadar çalışıp sonrasında da eve gidip ders çalışıyorum. Genellikle sadece 2-3 saat uyurum. Alıştığım için az da gelmiyor.
Toprağı hareketlendirme özgünlüğümğ de çok geliştirdim. Kahraman olmaya çalışıyorum çünkü Shotoyu bulmam gerek. Shoto kesinlikle U.A lisesine girebilecektir. Onu görmek istiyorum. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum ama görmek istiyorum.
Okuldan çıkarak hızlıca markete girdim. Çantamı dolaba koyarak kıyafetlerimi değiştirdim ve çalışmaya başladım.
Saçlarımın karıştırılmasıyla gülümseyerek arkamı döndüm. Takemi benim abim gibidir. Bana yardım etti ve bana sahip çıktı. 2 yıldır tanışığız çünkü aynı yerde çalışıyoruz.
Kolunu dirsekledim. "Müşterilerin karşısına öcü gibi çıkar ve onları korktursam tüm suç senin olur Take nii-san!"
Güldü, "Sen her hâlinle öcü gibisin Miroi merak etme."
Dil çıkararak işime döndüm. Her zor zamanımda yanımdaydı çünkü evi de evimin karşısındaydı. Yanımda olan tek kişiydi.
Ben fiyatları kontrol ederken o ürünleri yerleştiriyordu. Yan tarafımda işini yaparken, "Yarından sonraki U.A. Lisesi giriş sınavına hazırlanıyor musun?"
İşime devam ederken, "Hazırlanıyorum. Keşke sen de katılsan Take nii-san!" dedim mızmızlanarak. Aslında uslu bir kız değilim ama Takemi'nin yanında süt dökmüş kediye dönüşüyorum nedenini ben de bilmiyorum.
Takemi şikayetime karşı omzumu kavradı ve beni göğsüne çekerek saçlarımı okşadı. "Biliyorsun Miroi senin yanında olabilmemi sağlayacak kadar iyi bir özgünlüğüm yo-"
Sözünü kestim, "Sen güçlüsün!"
İç çekti, "Kabullen senin yanında olamayacağım. Bilirsin hislerim kuvvetlidir ve diyorlarki Miroi bu sınavı kazanacak. Ben yanında olamayacağım ama sen güçlüsün."
Söylediğine kaşlarımı çattım. "Take nii-san! Veda etmeye başladın mı gerçekten! Böyle yapmaya devam edersen sınava girmekten vazgeçeceğim!" dedim sarılmayı bırakarak.
Elleri omuzlarımdayken kaşlarını çattı. "Miroi o sınava gireceksin! Çocukluk aşkını fazla bekletme." dedi ve boş kutuyu alarak ilerlemeye başladı.
Arkasından seslendim, "Hey çocukluk aşkım değil o benim! Sadece arkadaşım!" Söylediklerimin arkasından kahkahalar ata ata gitti.
Derin bir nefes çektim içime. Takemi korumacıydı ve eğer kazanırsam beni çalıştırmayacağını söyledi. Beni evine alacakmış ve sadece o çalışacakmış. Hadi ama! Bunu yapamaz! İzin vermiyorum!
-Bir Gün Sonra-
U.A. Lisesi'nin büyük kapısının önündeydim. Yanımda duran Take nii-sana sarıldım. "Teşekkürler buraya kadar geldiğin için."
Saçlarıma öpücük kondurdu, "Oradaki her şeyi yık geç Miroi! Hayatlarında yaşamadıkları depremi yaşat onlara! İçinden geç oraların!" diyerek gaz vermesine güldüm.
Elimi yumruk yaparak ona gösterdim. "Hepsini yerin dibine gömeceğim Take nii-san! Hiç şüphen olmasın!" dediğimde beraber güldük.
Beni diğer tarafa döndürerek arkamdan ittirmeye başladı. "Duygu sömürüsü yapma da git o sınavların içinden geç!" dediğinde kapıdan girmiştim.
Arkama döndüm. O kapının diğer tarafındaydı. Tebessüm ederek el salladım. "Merak etme Take nii-san haberlere, 'Sınavın İçinden Geçen Kız' olarak çıktığımda destekçim olarak seni söyleyeceğim!" diyerek U.A binasına döndüm.
İlerlerken bana çarpan bir şey ile yere düşecektim ki özgünlüğüm ile düşeceğim tarafa topraktan bir duvar yaptım. Önümde bana arkasını yaslanmış çocuğun kırmızı saçlarına bakıyordum.
Kafasını dürttüm, "Önümden çekilmeyi düşünür müsünüz Kızıl Kirpi?" evet saçları kirpi gibi sivri ve kırmızıydı. Evet kızıl değildi belki ama yakışmıştı isim.
Dengesini sağlayarak öne çıktığında ben de toprağımı geri çektim. Çocuk arkasına dönerek bana baktı. Gülümseyerek eliyle kafasını kaşıdı. "Ee pardon ben heyecanlandım da biraz o yüzden dikkatim dağılmış." demesine ben de tebessüm ettim.
Yanına geçtim. "Sorun yok. Tabii düşseydik başına bela açardım bilmiş ol kızıl kirpi!" dediğimde beraber güldük.
U.A. binasına beraber ilerledik. İsmi Kirishimaymış . Sıcakkanlı birisi. Şimdiden arkadaş olmuştuk.
Sınav salonuna geldiğimizde bizi koltuklara oturttular. Canlı hoparlör görünümlü birisi çıkıp kuralları anlattı. Bu sırada lacivert saçlı, gözlüklü, hukuk adamını andıran birisi konuştu derken sınava geçtik.
Kirishima ile yollarımız ayrılmıştı. O koca yeşil robotları yıkarak puan kazanacaktık. İki-üç dakikada yeterli puanı kazanmıştım. Ortalama puan için bu kadar yeterdi tabii garanti için biraz daha toplamam gerekti.
Ortalığı yakıp geçen, her tarafı patlatan bir çocuk vardı. Evet bu da kirpi kafalıydı ama en azından kırmızı değildi saçları. Bağıra bağıra tüm robotların anasını ağlatıyordu.
Ellerimi ağzımın iki tarafına yerleştirdim ve bağırdım, "İmhacı çocuk! Rica etsem biraz da öte tarafta mı yaygara çıkarsan! Robot devirdiğin kadar gürültü yapıyorsun!"
Sesimi duymul olmalı ki hızla bana dönmüştü. Kaşları sonuna katar çatık çocuk elinde patlamalar yarata yarata bana doğru yürümeye başladı. "Sen kimsin lan zımpara?!" dediğinde ben de kaşlarımı çattım.
Birbirimize girmek yasaktı ama bu imhacı çocuk beni bildiğin kavgaya çağırıyordu! Ya sabır! Ben de ona doğru yürümeye başlamıştım ki büyük bir gürültü koptu. Sonra da herkes bu tarafa doğru koşmaya başladı. Tüm adaylar koşarak bu tarafa gelirken bir şey anlamamıştım.
Yollarından çekildim ve kaçtıkları yere doğru yürüdüm. Kocaman bir robota yumruk atan brokoli kafalı çocuğu gördüm. Robot devrilirken çocukta düşüyordu. Hızla özgünlüğümü kullanacaktım ki bir kız onu kurtardı.
Herkes toplanmıştı. Ben brokoli kafaya bakıyordum. Çok hırpalanmıştı. Çok masum bir yüzü olan çocuk onu koruma hissi veriyordu.
Gülümseyerek yanına gittim ve bağdaş kurarak oturdum. "Harikaydın brokoli kafa! O koca robotu devirirken fotoğrafını çekmediğim için içim acıyor!" dedim gülümseyerek.
Yorgun görünen çocuk çekingen bir tavırla gülümsedi. "Ö-öyle miydim?" demesine onaylarcasına başımı salladım. Daha fazla dayanamayan çocuk bayıldı.
İnsanların içinden bir nine çıkınca ayağa kalkarak geri çekildim. Brokoli kafayı öptü ve çocuk şaşırtıcı bir şekilde iyileşti. Süslü lazer, ninenin U.A. lisesindeki iyileştirici kişi olduğunu söyledi. Yaralanmalara karşı böyle birisi oldukça mantıklı hareket tebrik ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoto Todoroki X Reader
Short StoryCan sıkıntısından başladım okuyun seversiniz belki :) ~Okuyucular ve okuyacak olanlar, kitabı final yapmış varsayıyorum ve devamını özel bölüm olarak atacağını bilmenizi istiyorum. Evet, uygun değildi ama sınavım yüzünden çok uzun bir ara var ve bu...