15. TANRI'NIN ADALETİ / PART²

2K 191 221
                                    

1919 | Dönüm Noktası

14. Bölüm: Tanrı'nın Adaleti

Part²

*Bu kitapta geçen tüm kurum, kuruluşlar ve kişiler tamamen hayal ürünü olup, sadece kurgudan ibarettir.

*Bu kitap tarihi olayları konu almamaktır. Sadece 1919 - 1922 yılları arasında İzmir, Yunanistan tarafından işgal edilmiştir ve kitabımda kullandığım tek durum bu. Onun dışında her şey sadece kurgu ve hayal ürünüdür.

*Sizden bol bol yorum bekliyorummmm...

*Hadi bölüme geçin bakayımmm... Yine uzun bir bölüm oldu. Siz bölüme geçerken ben de size buradan öpücük, kalp ve sarılma göndereyimmm. Öpücükler, kalpler ve sarılmalar efeniiiimmmmm. 🧚‍♀️

Firuze'den...


Bir insanın korkuları onun en büyük esaretidir. Bu esareti kontrol altına alabilmek ise oldukça güçtür. Evet, bu hayatta her şeyin bir kontrolü olduğu gibi esaretin de kontrolü olurdu. Fakat bunu kontrol altına alabilmenin yolu yine bir şekilde kendimizden geçer.  Yine büyük bir çaba gerektirirdi. Ben bu büyük çabayı daha çok küçükken göstermiş ve beni esaret altına alan korkularımı kontrol altına almayı öğrenmiştim. Şu an korkularım her yanımda olsa bile bana ulaşabilecekleri kadar sınırlarını aşamıyorlar, kontrolümden rahatsızlık duyuyorlardı.

Ellerime konan buseler hâlâ sürerken, içimi kemiren birçok düşünce beni korkuya itti fakat ben dengemi kaybedip korkuya yenilmedim. Öylece karşımdaki adama bakıyor ve samimiyetini ölçüyordum. Ellerimin sıcaklığı onun soğuk ellerini ışıtmıştı ve bu karşımdaki Tanrı Yansıması'nın yüzünde hoş bir tebessüme neden olmuştu. Dudaklarını tenimden ayırdığında tuhaf bir aykırılık hissettim. Öyle ki ellerimin sıcaklığı yavaş yavaş beni terk etmiş, buz gibi soğuğa itmişti. Subay yüzündeki tebessümü ile hâlâ elimi tutarken, o güzel gözlerini yüzüme tırmandırdı. Kirpikleri tane tane ve gözleri sıcacıktı. O bana böylesi güzel bir şekilde bakarken az önce düşündüğüm her şeyi geri aldım.

Ne demiştim? Her şeyin kontrolü vardı değil mi?

Unutun bunu, karşımda iki günlük ama aramızda kuvvetli bir bağ olan subay, bana böyle baktıkça bazı şeylerin kontrolü olduğundan şüphe duydum.

Zira karşımdaki kişiye içimde dolup taşan bir şeyler vardı ve bu benim kontrolüm dışında oluyordu.

Saçmaydı.

Birazcık dikkatli bir şekilde düşünüldüğü zaman birini tüm hayatın boyunca hissedip, ona bu kadar yakın hissetmek çok saçma ama bir o kadar da tehlikeliydi. .

Sonuçta hayatımın hiçbir noktasında yanımda değildi.

Aslını biraz daha düşündüğüm zaman subay, hayatımın hiçbir noktasında yanımda olmasa bile onu bir şekilde hissetmiştim. Varlığı bedeninden ziyade ruhuyla kendisini göstermiş, bir noktada yanımda bu şekilde olmuştu. Puslu bir ayna misali olan zihnimi sildiğim zaman bazı anılarım canlanıyordu. Anlayamadığım ama güçlü hissettiğim bazı anılar hep vardı ve ben o anıları gittikçe hatırlıyor, kabul ediyordum.

1919 | DÖNÜM NOKTASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin