1919 | Dönüm Noktası
24. Bölüm: Selhisar Daveti / Part³
*Bu kitapta geçen tüm kurum, kuruluş ve tamamen hayal ürünü olup, sadece kurgudan ibarettir.
*Bu kitap tarihi olayları konu almamaktadır. Sadece 1919 - 1922 yılları arasında İzmir, Yunanistan tarafından işgal edilmiştir ve kitabımda kullandığım tek durum bu. Onun dışında her şey sadece kurgu ve hayal ürünüdür.
*Arkadaşlar sizin oy ve yorumlarınızın Wattpad'de beni öne çıkardığını öğrendim... Lütfen benden ve kitabımızdan oy ve yorumlarınızı esirgemeyin, esirgemeyin ki beraber büyümeye devam edelim.
*Çok beklediniz ama gerçekten değdi...
*Dönüm Noktası'nı öyle bir yazmak istedim ki... Hangi karakterden bakarsanız bakın o karakterin haklı olduğu bir kitap olsun, iç karmaşa hiç bitmesin istedim. İnanın bana bu bölümden sonra hiçbir karaktere "Sen haksızsın." diyemeyeceksiniz. (İhanetçi Diomedes hariç) Başarabildim diye düşünüyorum...
*Hey bu bebeği Wattpad'de takip eder misin? MrsStarlice1
Firuze'den...
Bazen bazı durumlarda insan ne yapacağını bilemez, kontrolünü kaybederdi. Böyle durumlarda söyleyeceğimiz sözcükler de zihnimizde bizden izinsiz bir halat oluşturur, o halat sıkılaşır dudaklarımızda amansız bir tat bırakarak özgürlüklerini ilan ederlerdi. Özgürlüğün hafifliğini tadan halat beklentisinin aksine bu durumdan rahatsızlık duyarak, doğru kişiyi bulduğunda ise onu sıkı bir şekilde sarar, kişiye tüm rahatsızlığını aktarırdı.
Sevgili ağabeyim Barış'a olan da tam olarak buydu.
Andreas'ın kaygısızca söylediği o cümle sıkı, sinir yıpratan bir halattı ve sert bir şekilde Barış'ı sarmış, öfkeli halini ateşlemişti.
O çikolata kahvesi gözleri öfkeye korkusuzca boyun eğerken, "Ne diyorsun lan sen?" diye gürlediğinde içeride oturan Yanni, onun sesiyle öylesi irkildi ki küçük kız için üzülmüştüm. Barış bağırdığında yerde küçük sarsıntılar olmuş, gökyüzü uyarıcı bir şekilde soğuk bir esintiyi aramıza kurban etmişti.
"O sesini alçalt." Uyarıcı, yavaş ve etkili bir şekilde tonlanan ses Andreas tarafından Barış ve benim aramda yankılandığında ikilinin arasındaki o korkunç gerilimin çekimi irkilmeme neden oldu. Sanki bakışlarıyla birbirlerini öldürebileceklermişçesine duruşları, can sıkıcı kibirlik ve küstahlıklarıyla birleştiğinde gerilim had safhaya çıkıyordu.
"Fazla gözüme batmaya başladın."
Birbirlerine karşı o kadar tahammülsüzlerdi ki onların aynı masaya oturup anlaşabilmesi benim için mucizeden farksızdı. Aralarındaki o ürkütücü çekim ip gibi gerilmelerine neden olurken, huzuru beş dakika öncesine göre fazlasıyla bozulan Andreas, o güneş gözlerini şapkasının arkasından Barış'a kenetlediğinde sabahki adamdan eser yoktu.
O yaşamı simgeleyen gözlerine şimdi ölüm döşenmişti ve kurban olarak Barış'ı o yere atma fikri, kurnaz zihninde oynanan en ürkütücü oyunlardan biriydi.
Yine de gülümsedi, fakat bu defa gülümsemesi yakıcı sıcaklığa sahip değildi. Buz gibi bir ölüme ev sahipliği yapıyordu.
"İşte bu hoşuma gitti." İnsanları bazen süslü bazen de böyle basit cümlelerle çıldırtmak onun kişilik özelliklerinden biriydi. Güçleri yoktu fakat o zehir saçan dili, ustalıkla bir insanı zehirleyebilir / delirtebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1919 | DÖNÜM NOKTASI
Fantasy| FANTASTİK KİTAPTIR / SERİ ADI: YANSIMA SERİSİ | | KİTAP HİÇBİR ŞEKİLDE 1919 YILINDA GEÇEN SIRADAN BİR YUNAN VE TÜRK KIZI ARASINDAKİ AŞKI ELE ALMIYOR. | | OLAYLAR TAMAMEN FARKLIDIR. | | BU KİTAPTA TANRI VE TANRIÇALAR VARDIR, ONA GÖRE OKUMANIZ TAVS...