21. TEPEDEKİ YIRTICI

1.8K 169 215
                                    

1919 | Dönüm Noktası

21. Bölüm: Tepedeki Yırtıcı

*Bu kitapta geçen tüm kurum, kuruluş ve tamamen hayal ürünü olup, sadece kurgudan ibarettir.

*Bu kitap tarihi olayları konu almamaktadır. Sadece 1919 - 1922 yılları arasında İzmir, Yunanistan tarafından işgal edilmiştir ve kitabımda kullandığım tek durum bu. Onun dışında her şey sadece kurgu ve hayal ürünüdür.

*Sizden bol bol yorum ve oy bekliyorum.

DÖNÜM NOKTASI İLE MUTLU YILLAARRRR😻😻

Sınavlarım geldi, o yüzden bir bölüm daha atmak için iki gündür durmadan yazdım. Fakat artık sınavlarım bitmeden bölüm yazamam bilginiz olsun. Sırf sınavlar gelmeden bir bölüm daha atayım diye sınırın geçmesini beklemedim. Fakat artık bekleyeceğim. Lütfen şu stresli anlarımda sizden gelecek küçük desteği bana çok görmeyin. :)

Oy: 250
Yorum: 200 :))))

Yazar anlatımı.

Kardeşlik, Normal tarafta sadece kanla gerçekleşen bir durumdu. Bazı Normal insanların hatrı sayılır kesmi, her ne kadar dostlarına kardeşim deseler de asla gerçek bir kardeşe sahip olmadıklarını bilirlerdi.

Kardeşlik iki türlü olurdu; ya kanla ya da ruh bağıyla.

Kan bağındaki kardeşinizi seçme hakkına sahip olmasanızda ruhunuzu kime bağlayacağınızı da kime emanet edebileceğinizi de pekala seçebilir, kendi ailenizi kendi standartlarınız ve güven sınırlarınız ile kurabilirdiniz.

Kan ve Kadim Kardeşler tam olarak bunu yapmıştı.

Kan Kardeşler birbirlerini bulduklarında her birinin kendilerine ait sorunları, omuzlarında ölü umut cenazeleri vardı. Fakat ruhları birbirlerini ilk kez gördüklerinde her birinin bir diğerine şifa olacağını tek bir bakışla anlamışlardı.

Bir yanı siyah, bir yanı beyaz saçlı olan bir kadın, bir Kan Neferi'nin kelebeği olmuş, ardından birleşmeler ve buluşmalar bu şekilde devam etmişti.

Yavaş yavaş ama insanın içine işleyen bir dostluk ve kardeşlik kanlarına karışırken, gelecekte başlarına geleceklerden habersiz olmuşlardı.

Kemal Bey, Firuze'nin yere düşmeden önce söylediği şeyi duyduğunda fark ettirmese de sağ tarafındaki kalbi hızla atmaya başlamış, öylece donup kalmıştı. Kardeşi yaşıyor muydu? O halde onu neden hissedemiyordu? Oysa ruhuna zincirler vurulsa bile onu hissetmez miydi? Neredeydi şimdi? Nasıldı?

Sadece bir an için bile olsa onu hissedebilmek için göğsünde bulunan o organı eline alıp hunharca sıkmak, ruhunu kanatmak istedi.

Tüm kardeşlerini gözlerinin önünde kaybetmişti.

Hepsini tek tek.

Çocukları alabildikten ve onları güvenli bir yere yerleştirebildikten sonra Firuze'yi bulamadığını Timur'a söyleyebilmek için savaş meydanına gitmişti. Kardeşlerine bunu söyleyebilirse sanki küçük Asena'larını bulabilecekmiş gibi hissetmişti. Gittiğinde ise kardeşlerinin yanına geçememişti. Ortam kıyamet gününü aratmıyordu ve Karan -yani Savaş ve Barış'ın babası- onu perdenin arkasından görebildiğinde geçememesi -yanlarına gelememesi- için her şeyi yapmıştı. Zira Mustafa o perdeden geçerse direkt öldürülür, çocuklarını emanet edebilecekleri son kişi de yok olmuş olurdu.

1919 | DÖNÜM NOKTASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin