23. SELHİSAR DAVETİ / Part²

1.3K 116 174
                                    

1919 | Dönüm Noktası

23. Bölüm: Selhisar Daveti / Part²

*Bu kitapta geçen tüm kurum, kuruluş ve tamamen hayal ürünü olup, sadece kurgudan ibarettir.

*Bu kitap tarihi olayları konu almamaktadır. Sadece 1919 - 1922 yılları arasında İzmir, Yunanistan tarafından işgal edilmiştir ve kitabımda kullandığım tek durum bu. Onun dışında her şey sadece kurgu ve hayal ürünüdür.


*Hey bu bebeği Wattpad'de takip eder misin? MrsStarlice1

Firuze'den...

Tutulan nefesler, tutkuyla harmanlanmış sık nefeslere karıştığında Tanrı adayı tüm güzelliğiyle karşımda duruyordu. O cennet gözlerine düşen derin tutku aradaki kıvılcımın ateşlenmesi için kendini zorlarken, gözlerim son derece keskin bir şekilde onun yakıcı kehribarlarındaydı. Tuttuğu nefesini bıraktığında çıplak göğsü inip kalktı ve o hayran olduğu gözlerim, göğsündeki ize kaydı. Kusursuzluğa yakındı ve bu onu gözümde ulaşılmaz kılıyordu.

Lakin o benim tam karşımdaydı, onun da zihninden geçtiği gibi benimdi. Kabullenmesi zordu fakat duruşu, saklamaktan çekinmediği düşünceleri ile bana bunu öyle gösteriyordu ki... Kabullenmemek imkansızdı. Kendisinin bana ait olma düşüncesi bu arsız adamı rahatsız etmiyor, tam tersi içinde bana karşı alevlenen o ateşe odun atıyordu. Tek bir kadına teslimiyetini vermek onun için onurlu bir davranıştı.

O hoş ses tonundan sonra tutkunun keskin şarabı âdeta gözlerime sıçramıştı. Arsızlaşan zihnimin kontrolü sanki artık bende değildi. Arzular ve kontrolünü kaybeden nefsimle onun kokusunu solumak, kollarımı ensesinde birleştirmeme neden oldu.

Bu ben değildim, o kendisi değildi. Biz şu an aramızdaki çekime yenilen, bin yılda bir gelen, birbirine tapan ikiliydik. Ve bunu iliklerimizde hissediyorduk.

Bu Dönüm Noktaları'nın birbirine olan arzusuydu ve bu arzudan kaçmak cenneti akılsızca terk etmekle eş değerdi.

Baş döndürücü kokusuna anlam veremedim, beni öylesi hızlı bir şekilde masasına oturtmuştu ki nefesini yüzüme vurarak konuşması yine onun şeytanlığındandı. Buraya geldiğim andan beri çok şey görmüştüm, hepsi nefes kesiciydi fakat hiçbiri onun bu manzarası gibi eşsiz değildi.

Gözleriyle aynı renk saçlara sahipti ve bu öylesi söylenmiş bir şey değildi. Alnına düşen saçlarının birkaç tutamı diğer tutamlara göre daha açık, bazı tutamları ise daha koyuydu. Tıpkı gözlerindeki o renk geçişleri gibi... Her şeyiyle kusursuz görünüyordu.

Son söylediği sözleri ise aradaki ateşi harlayan odundu ve bu odun zihnimde kendine yer buldukça, kana karışan arsızlık elle tutulan türdendi. Açık sözlü, son derece kendinden emin bir adamdı. Ve ben her fırsatta bunu dile getirdiğime göre etkilendiğim kısım tam olarak buydu. Duruşundaki güç düşmanı yakıp kül edebilir, dostu ise kör edici bir güvene sürükleyebilirdi.

Zihninde onun da kabullendiği gibi ben onun ne dostu ne de düşmanıydım, ben onun yanıydım. Sağ yanı. O yüzden onun bu gücü beni ne yakıp kül etti ne de bir güvene sürükledi. Onun gücü ve duruşu beni sadece sarhoş etti.

Tutkunun elinde titreyen iki sarhoştuk ve bedenlerimiz birbirini tamamlamak için acılı bir şekilde inleyerek birbirine karışmak istiyordu.

1919 | DÖNÜM NOKTASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin