Perdenin Ardındakiler - Kaçıncı Kayboluşum
Kırık kalbimin en güzide parçası
Ben bi' boşlukta sen İstanbul'dasın
Dalgalar taşır garip sevdamızı
Kıyıya vurur, üstüne basılır hatıramızın
☂
MAYIS
Davanın üzerinden aylar geçmişti. Artık kışı geride bırakmış, yazın sıcaklığını tenimizde hissedeceğimiz zamanlara gelmiştik. Şafak ile bir seneyi aşkın süredir tanışıyorduk. Şans eseri, belki de kaderin cilvesi demek daha doğru olur, Coffee Shop'un kapalı olması ve onun yolunun Kahveyaz'a düşmesinin üzerinden bir sene geçmişti.
Şimdiki halime baktıkça geçen sene ne kadar farklı bir insan olduğumu düşünmekten alamıyorum kendimi. Davadan sonra, hepimiz hayatlarımızı kurmaya başlamış ve işimize odaklanmıştık.
Kahveyaz, En İyi Girişim, En İyi Kadın Girişimi, En İyi Yatırım olmak üzere üç kez ödüllere layık görülmüştü. Ödül gecelerine Yağmur, Şafak ve Hakan ile katılmıştım ve her ödül gecesinden elimizde ödüllerle dönmüştük.
Artık Yağmur da ben de tanınmış insanlardık.
Yağmur'a ünlü restoranlardan dudak uçuklatan teklifler geliyordu. Yağmur ise hiçbirine bakmıyordu bile. Benimle ömrü boyunca çalışmak istediğini söylüyor ve hiçbir işin şu anda hissettiği huzurla boy ölçüşemeyeceğini söylüyordu. Zor bir kadın olması sebebiyle daha çok teklif geliyordu ama Yağmur hiçbirini kabul etmiyordu.
Bu bir sene içerisinde değişen şeylerden biri de artık evli olmasıydı. Onu en yaralayan şey ise, annesini kaybetmesiydi. Annesini kaybedeli dört ay oluyordu. O günlere dönmek istemiyordum ama şimdi Kahveyaz'ın bahçesinde oturup kahvemi içerken mazinin hiçbir kırıntısını kaçırmak istemiyor gibiydim.
Yağmur'un annesi zaten çok yaşlanmıştı ve Parkinson hastalığı ilerlemeye başlamıştı. Hakan, yurt dışından doktorlar getirtmiş, tam teşkili bir hastanede tedavi görmesi için ayarlamıştı fakat ecel insanın ensesinde belirdiğinde hiçbir insan eli onu geri çeviremiyordu.
Yağmur... Yağmur yıkılmıştı. Nikahına bir hafta kala annesini kaybetmek onu her açıdan paramparça etmişti. Her anında yanındaydım. Dükkân günlerce kapalı kaldı ve onu hiç yalnız bırakmadım. Evini taşımasına yardım ettim, annesinin eşyalarıyla vedalaşırken yanındaydım, cenaze evinde gelen insanlarla ben ilgilendim ama o günlerde ona yeterince yardımımım dokunmamış gibi hissetmekten kendimi alamıyordum.
Yağmur'u hiç bu kadar dağılmış görmemiştim ve içim paramparça olmuştu. Yaktığı ağıtlar, döktüğü gözyaşları, bitkin halleri beni de çok etkilemişti. Hakan bu süreçte en az Yağmur kadar zorlu bir sınav verdi çünkü hayatta kan bağına sahip tek aile ferdini de kaybetmişti Yağmur. Onu tekrar hayata döndürmek için aylardır uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Çatısının Altında (Tamamlandı)
Teen Fictionİstanbul'un işlek caddelerinin birinde küçük, şirin bir kahve dükkanı işleten Mayıs, kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmak için mücadele ederken dükkanına kahve almak için gelen Şafak Milas ile yolları hiç beklemediği bir anda tekrar kesişir. İstanbu...