Murat Dalkılıç - Yalan Dünya
Hiç kimse dinlemiyor kalbin ne söylediğini
Kimse gerçeği duymuyor
Hayat yokuşlarında yalan savaşlarıyla
Kimse gerçeğini görmüyor
☂
MAYIS
"Torun istediğin için kocamın aklını sürekli çeldiğini, kocamın aklını bulandırdığını ve sonra her şeyin sarpa sardığını söylesene! Benim fikirlerime önem veren kocamı manipüle ettiğini ve bana artık rızamı bile sormadan çocuk yapmaya çalıştığını söylesene!" Ayağa kalktım. Sandalyem geriye düştü. "Söylesene hadi! İkinci torun için, bu sefer erkek torun için bize Konya'nın en lüks otelinde oda ayarladığını söylesene! Yusuf'un eline bir gecelik bir de çiçek tutuşturduğunu söylesene!" Masaya yumruk attım. "Bal gibi de biliyorsunuz! Buradaki herkes, çocuklarımın Yusuf'tan olduğunu bal gibi de biliyor!" Açelya kollarımdan tutup beni sakinleştirmeye çalışırken Hâkim Bey'in söylediklerini de duyamaz hale geldim. "Çünkü bunu da emrettiniz! Siz bana bunu da emrettiniz! Çocuk yapmamı emrettiniz! Buna da karıştınız! Bana bunu da söylettirdiniz! Ahlaksızlar! Utanmadan karşıma geçip çocuğumun Yusuf'tan olmadığını iddia ediyorsunuz sanki o gece giydiğim geceliği çarşıya çıkıp beraber seçmemişsiniz gibi!" Gözlerimden sicim sicim yaşlar akıyordu. Bedenim titriyordu.
Hâkim duruşmaya ara vermiş. Farkında değilim. Hiçbir şey duyamaz vaziyetteyim. Kontrolümü kaybetmemem gerekiyordu ama kaybettim işte. Gücüm çekildi bir anda. İhanetler ve yalanlar boğazımı düğümledi ve işte geldiğim nokta. Yere yığılmak üzereyim. Şafak yakalamasa yere yığılmak üzereyim. Başımı göğsüne yaslamasa bayılmak üzereyim.
"Buradayım." diye fısıldadı saçlarıma doğru. "Buradayım Mayıs." Beni daha sıkı tuttu kollarının arasında. "Buradayım Manolya." dediğinde gözlerimden yaşlar hızla akmaya devam etti. Omuzlarım sarsılıyordu. Duruşma salonunda kimin olduğu umurumda değildi. Çok gücüme gitmişti söylenenler. İmalar ve iftiralar çok gücüme gitmişti. "Eğer sen yıkılırsan ben de kontrolümü kaybederim." dedi. Konuşamayacak durumdaydım.
"Bize neler söylüyorlar!" diye karşı çıktım. Kollarının arasından çıkıp duruşma salonunu terk eden Makbule Hanım'ın üzerine atılmak istiyordum. Kollarımı hareket ettirdim ama beni daha sıkı tuttu. "Yalan söylüyorlar! Söylediklerinin hepsi yalan!" Omuzlarım sarsılıyordu. Bileklerime kolonya döküldüğünü hissettim. Keskin bir koku genzimi yaktı.
"Hepsinin yalan olduğunu kanıtlayacağız zaten." diye araya girdi Açelya. Tam karşımdaydı. "Bırak konuşsunlar! Bunu istiyorum zaten. Mayıs bak bana." deyip saçlarımı okşadı ve ona bakmamı sağladı. "Her şeyin vakti var. Bu duruşma salonuna elim boş çıkmadım ben. Güveniyor musun bana?" diye sorduğunda gözlerimden birkaç damla yaş daha aktı. Başımla onayladım onu. "O zaman onlara kendilerini savunmak için hak vermeyeceksin. Bırak ilk onlar konuşsunlar. Konuşmaları lazım ki gerçekler açığa çıktığında hepsi yargılanabilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Çatısının Altında (Tamamlandı)
Novela Juvenilİstanbul'un işlek caddelerinin birinde küçük, şirin bir kahve dükkanı işleten Mayıs, kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmak için mücadele ederken dükkanına kahve almak için gelen Şafak Milas ile yolları hiç beklemediği bir anda tekrar kesişir. İstanbu...