Çinare Melikzade - İhtiyacı Var
İhtiyacı var, ihtiyacı var
Ruhumun sevgine ihtiyacı var
Şu gençlik ömrümün, biçare gönlümün
Sana her günümün ihtiyacı varKorkmuyorum ölmekten, korkum sensiz yaşamak
Zor geliyor her güne hasretinle başlamak
Kavuşmak istiyorum her an sana kavuşmak
Zor geliyor bir tanem yokluğuna alışmak☂
MAYIS
Delidolu insanları çok severim. Onlarla sohbet etmek, benim için terapi gibidir. Ben de gülümsemeye, kıkırdamaya, dünyadaki iyilikleri görmeye, odaklanmış bir kişiliğe sahibim. İster istemez çevremde de benim gibi insanlar oluyordu. Bu insanlardan biri de artık Burçak'tı.
"Yağız bir delikanlı arıyorum derken ergenlerinde bir delikanlı ile karşılaşmak benim için yıpratıcı bir süreçti tabii." Konuşurken başını da usulca aşağı yukarı sallıyordu.
Onu bu sabah aramış, buluşmak istediğimi söylemiştim. Arayanın ben olduğumu öğrendiğinde çok sevinmişti. Beni niye bu kadar seviyordu bilmiyordum ama Burçak çok cana yakın biriydi. Böyle bir kişilik tarafından sevilmek hoşuma gidiyordu.
Öğleden sonrası için sözleşmiş, Nişantaşı'ndaki güzel bir kafede buluşmuştuk. Benim için sipariş vermişti çünkü çok seveceğimi iddia ettiği bir tatlısı varmış burada. Ben de itiraz etmedim, her türlü tatlıyı çok severdim zaten.
"Delikanlı sıfatını biraz ölçeklendirmek lazım tabii." diyerek ona hak verdim. Tinder'da birileri ile etkileşime girmiş, bazılarıyla da buluşma girişimlerinde bulunmuş. Bu da başarısız bir buluşmanın anlatıldığı konuşmanın kalıntılarıydı. Çocuk kaslı olmasına kaslıymış ama lise son sınıf öğrencisiymiş. Bunu öğrenen Burçak, "Tinder, Tinder olalı böyle bir dolandırıcılık görmemiştir." diyerek çocuğun yanından ayrılmış. Yani suç tamamen çocukta çünkü yaşını büyük göstermiş, sonra da Burçak'a "Ben olgun kadınlardan hoşlanıyorum. Olgun kadınlar bana yazsın diye yaşımı büyültüyorum." diye bir açıklama yapmış. Burçak bana bunları şok içerisinde anlatıyor, bense sürekli kıkırdayarak tepki veriyordum.
"Hayırlısı olsun Burçak." deyip meyve suyumdan bir yudum aldım. Hamile olduğum için uzun zamandır kahve içmiyordum. Her gün düzinelerce kahve yapıp birini bile içememek hoş değildi tabii. Rüzgâr'ı kucağıma alıp artık o çok özlediğim kahvelerden içmek istiyordum.
"E, hadi biraz da seni dinleyelim." Bir elini çenesine koyup bana merakla bakmaya başladı. "İkizimle nasıl tanıştınız?"
Burçak esmerdi. Dalgalı saçları vardı ve kahve gözleri de boncuk boncuk bakıyordu. Yüzünden, duruşundan, kıyafetlerinden samimiyet yayılıyordu ama bu tehlikeli bakışları, masumiyeti bir süreliğine rafa kaldırdığını gösteriyordu. Hele sırıtışı... Sanki her şeyi kendi kafasında kurmuş, bizim için bir tanışma hikayesi bulmuş ve hayalindeki bu sahneyi ona aktarmamı bekler gibi istekliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Çatısının Altında (Tamamlandı)
Teen Fictionİstanbul'un işlek caddelerinin birinde küçük, şirin bir kahve dükkanı işleten Mayıs, kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmak için mücadele ederken dükkanına kahve almak için gelen Şafak Milas ile yolları hiç beklemediği bir anda tekrar kesişir. İstanbu...