21. Bölüm - Tanışma

47 7 0
                                    

Bölüme oy vermeyi ve düşüncelerinizi paragraf aralarında yorum olarak paylaşmayı unutmayın.

Keyifli okumalarr


10 YIL ÖNCE

''Saatim yok, tam olarak bilemem. Biraz bira, biraz şarap önceydi!'' 

Bağırarak Teoman'a eşlik ediyordum. ''BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM. HEM SARHOŞUM HEM YASTAYIM''

Eşlik ettiğim şarkıya mola verme sebebim birinin kulaklığımı müzik çalarımdan çıkartmış olmasıydı. ''Yaa!'' diye sitem edecekken Deniz'i arkamda gördüm.

''Sus artık. Nolur sus... Hayatım boyunca müzik dinlemek istemiyorum senin yüzünden!'' dedi. Kocaman gülümsememle  abim Deniz'in üstüne atladım. Ona da kocaman sarılıp geri çekildiğimde ''Bugün benim doğum günüm!'' diye bağırmayı es geçmemiştim!

''Teoman'ı senin kadar mutlu dinleyen başka kimse yoktur, velet!'' dedi abim saçlarımı karıştırarak.

''Velet?'' dedim kocaman gülümsememle. Bugüne bugün on sekiz olmuştum. Veletlikten resmi çıkışımdı bu!

''Yazık lan. On sekiz oldun diye velet olmayacağını mı sanıyorsun?'' dedi Deniz alaycı bakışlarıyla. Suratına bir tane çaksaydım ne olurdu? Nasıl olsa tıp okuyordu, kendi kendini tedavi edebilirdi...

''Neyse neyse. Ağlama. Bugün sana bulaşmayacağım'' dediğinde göz devirdim. Neredeyse hoplayarak odama gidecektim ki abim beni durdurdu. ''Odamı toplasana benim gitmem lazım'' dedi.

''Anlamadım?'' dedim kaşlarımı kaldırarak. ''Git kendin topla. Uşağın mıyım ben senin?'' derken sinirlenmeye başlamıştım.

''Bu seferlik hallet işte be kızım. Söz karşılığını veririm'' dediğinde beni kandırabileceğini sanıyordu. ''Kesin verirsin sen...'' dedim ve ekledim: ''Olmaz! Yapmayacağım.'' 

''Şu okul bir bitsin. Sen ondan sonra yalvarırsın 'abi para ver abi' diye ama her şey için çok geç olur!'' dedi ve cümlesinin sonuna doğru ondan uzaklaştığım için bana sesini duyurmaya çalışıyordu.

''Nereye gidiyorsun oğlum?'' dedi annem. ''Üniversite sınavı sonrası okul tanıtım günlerinde görevlendirdiler. Okula gidiyorum'' dedi abim. ''Merak etmeyin akşama pasta yemeye gelirim'' derken bana göz kırpmıştı. Sonra da anneme dönüp seslendi. ''Benim odam çok dağıldı. Derin toplayabilir mi bu seferlik?'' dedi. Hain! Zaten emrivaki yapmasaydı ve anneme söylemeseydi de toplayacaktım. Göz devirdim. ''Toplar tabii oğlum. Evde tüm gün'' dedi annem.

''Ya anne!'' diye ona da sitem ettim. ''Eline mi yapışır Derin!?'' dedi annem. O da bana sitem etmişti. Of'layarak abimin ardından odasına girdiğimde annem de bizi takip etmişti.

''Anne ya!'' dedim, odanın halini gördüğüm an. Deniz, güldüğünü belli etmemek için dudaklarını dişliyordu. ''İnsanlık öğretin şuna biraz!'' dedim sesimi yükselterek. Yerdeki kağıt ve kıyafet yığını birbirine karışmıştı. Deniz'in tıp okurkenki haline alışık olmasam kusabilirdim ama bu çocuk yıllardır bu haldeydi. İnsanlıktan nasibini almamış pis bir herifti.

Annem tek kelime etmeden beni gözlerken abim de dudaklarını dişlemeyi bırakmış ve açık açık gülmeye başlamıştı. ''Gülme'' diye bağırdığımda yerdeki yastığını hırsla elime alıp Deniz'e fırlattım. Kahkahalarla yastığı tuttuğunda sinirlerimi daha da hoplatmaya başlamıştı.

Abiler kapatılsın.

Yatağının örtüsünü de bozduğu için hırsla onu da elime atıp Deniz'e fırlattım. O sırada yatağının üstünde saklanan küçük hediye paketini gördüm.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin