5.Bölüm: Geçmiş

64 2 2
                                    

5.yaş

Babamın 42 numara ayakları çocukluğumun en güzel geçmesi gereken döneminde, en sevdiğim oyuncağımın tam üstündeydi. Elleri annemin saçlarında bazen abimin boğazında geziyordu.

Savaşmak için gönderilmiş gibiydim...

Bir gece annemin sesiyle uyandım

- Bu ne? diye bağırıyordu, elinde bir fiş tutuyordu, pavyonun fişiymiş.

O ne demek bilmiyorum ama kötü bir yer sanırım. Odanın kapısın da onları izlediğimi görmüyorlar. Kavgayı ayıracak bir şey arıyorum. Yeni uyanmış gibi yaparak yanlarına gittim hala uykuluymuş gibi gözlerimi çok açmıyorum.

-anne susadım

Annem, bir bardak su getirdi, beni yerime yatırdı ve gitti ama tartışma devam etti.

Suyu üzerime döküp tekrar anneme bağırdım

-anne üzerime döküldü, çok ıslandı pijamam

Bunu bilerek yaptığımı anladılar, pes ettiler ve sustular, bu gece rahat durmayacağımın farkındalar. Annem üzerimi değiştirdi beni yine yatağıma yatırdı ve konu bu gecelik kapandı.

Pavyon ne demek ertesi günün sonunda öğrendim. Bunu öğrenmek için çok doğru bir yaş değildi sanırım.

Annem çok kırgın ve sinirliydi. Ben yetemiyor muyum, o kadınlarda ne var? diyordu kendi kendine...

Sabah olduğunda annem, abimle beni yanına çağırdı

-kızım, oğlum size bir şey sormak istiyorum.

-sor anne

-anneannenle dedenizin yanına gidelim mi? ister misiniz?

-babam gelmeyecek mi?

-bir süre gelmeyecek sonra ben sizi babanıza gönderirim

Her şeyin farkındaydık ama anlamamış gibi davrandık. Eşyalarımızı topladık ve otobüse binip köye gittik. Birkaç gün abimle köyde gezdik. 

Annemin beş kardeşi var, en büyükleri Aygül teyzem, ondan sonra annem, Nuray teyzem, Gülay teyzem, Bahadır dayım ve en sevdiğim hayal teyzem. Hayal teyzem ile abim arasında iki yaş var o bizimle çok ilgileniyor. Sabahtan akşama kadar hiç sıkılmadan oyunlar oynadık onun sayesinde evdeki durumu unuttuk.

Annemle dedem sık sık bir köşede konuşuyorlardı. Gözüm hep onların üzerindeydi iyi bir şey olmadığı belli oluyordu onları takip etmeye başladım. Küçüğüz diye sürekli bizden bir şeyler saklanıyor bu hiç hoşuma gitmiyor, her ne yaşanıyorsa bunu hep birlikte yaşıyoruz ama biz avutuluyoruz. Hepimize ait sorunların bir kişiye pay edilmesi bana doğru bir şey gibi gelmiyor. Dedem, anneme; sen kalabilirsin ama çocukları kabul edemem demiş. Annem çocuklarım yanımda olmadan nasıl iyi olabilirim diyordu. İnsanlar en çaresiz anında gerçek kimliğini ortaya çıkarıyor. Dedem anneme hiç acımadı hiç merhamet etmedi, belki de kızını bir kez olsun sevmedi. Hiç saçları okşanmayan kadınlar nereye gider üzgün olduklarında?  kimin omuzunda ağlar babaları yoksa? Annem hayal kırıklığına uğramıştı önce babamdan sonra babasından darbe almıştı.

Bizi sırtına yük olarak gördü dedem, evlatlarıyla başlayan sınavın en başında sıfır aldı. Biz onun günahlarının yangınında kaldık.

Birkaç hafta geçtikten sonra evde bir adam vardı annemle karşılıklı konuşuyorlardı.

İçeri girdim

- anne bu kim?

-Baban kızım tanımadın mı?

-Bunun neresi babama benziyor? domuz gibi, dalga geçmesene

-kızım, benim baban

Babam sakalını ve bıyığını kesmiş daha önce böyle görmemiştim bu yüzden onu tanımakta zorlandım hiç ona benzemiyordu.

-Bir daha bıyıklarını kesme hiç sevmedim

Daha sonra bana çok güldüler. Hala şüpheliyim bir insan bu kadar değişir mi diye düşünüyorum.

Akşamüzeri evimize dönmek için hazırlanıp yola çıktık. Tekrar evimize geldik. Şimdilik her şey yolunda görünüyordu.

Derine GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin