Her gün deniz kenarına gidiyorum, sanki ait olduğum tek yer burada oturduğum bank. Denize bakıyorum, içimdeki sızıyı hafifleten tek şey yüzüme vuran bu serin rüzgar. Dalgaları izliyorum, öfkem kadar sert çarpıyorlar kıyıya. Kulaklığımı takıp müzik dinliyorum, insanların seslerine artık hiç tahammülüm yok. Kendimi dinlemek var olduğumu hissedebilmek istiyorum ve hala anılarımı arıyorum.
Bu yaşıma kadar kimseyi kıskanmazdım ama artık bu telaşlı koşturmalarını, heyecanla birbirlerine sarılmalarını, kahkahalarını kıskanıyorum. Kendime bakıyorum, ben neden beceremedim bu hayatı yaşamayı? Nerede hata yapıyorum? bilmiyorum...
Hiç sevilmemeyi nasıl başardım?
Peki ya okul, dedeme inat gittiğim halde elime yüzüme bulaştırdığım derslerim. Bunu bile beceremiyorsam neyi yapabilirim ki şu hayatta?
Ben ne olacağım? hedefim ne? planlarım, hayallerim...
Her gün buraya gelip insanları izliyorum, sanki hepsinin bir amacı bir hedefi var gibi, hep bir koşturmaca içindeler. Herkesin yetişmeye çalıştığı bir yer var benim ise buradan başka gidecek bir yerim yok ama ben başka bir yerim daha olsun istiyorum. Heyecanla ilerlediğim bir yolum olsun. Tekrar üniversite sınavına girmek istiyorum, başarısız olmaktan korksam da denemek istiyorum. Her sabah gideceğim bir işim olsun istiyorum. Yaptığım tek şey her gün burada oturmak buna daha ne kadar devam edeceğim, ne zamana kadar burada oturacağım?
Yerimde sayıyorum, bu hiç mantıklı değil. Bu düzeni değiştirmenin zamanı geldi. Kendimi arayacağım, artık dipten kurtulma vakti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derine Gel
NonfiksiBana evimi kaybettiren dünyanın içinde aradım evimi, Dokunduğum gülleri kuruttum...