Derine Gel

Söz

Yurttaki ikinci günümde, yurt sorumlularından Eda abla, odaya geldi ve odamızın değişmesi gerektiğini söyledi, bir karışıklık olmuş ve bize olmamız gereken oda verilmemiş. Eda ablaya odadan çıkamayacağımı çünkü arkadaşıma oda değiştirmeyeceğime söz verdiğimi söyledim. Bana hiç bir şey söylemedi ve odadan çıktı. Yüz ifadesinin nedenini merak ettim. Akşam olduğunda yanına gidip sordum

-Neden hiçbir şey söylemeden gittin?

-Böyle bir cevabı beklemiyordum, o kızı daha tanımıyorsun ama söz verdiğin için odayı değiştirmedin.

-Evet, çünkü söz verirsen tutmak zorundasın, değişiklik olacaksa bile önce onun gelmesi gerekiyor, o yokken bunu yapmam doğru olmaz

-Sen çok farklı birisin, sözüne çok sadıksın bu yüzden çok şaşırdım ne diyeceğimi bilemedim ve gittim. Odanızı değiştirmemeye karar verdik.

-İnsanlar hayatı boyunca öylesine sözler veriyor sanırım, sözünü tutmaya çalışan birilerini gördüklerinde hayretle bakıyorlar. Asıl tuhaf olan, garipsenmesi gereken şey sözünü tutamamak değil miydi? Nasıl alışmışsak iki yüzlü insanlara, doğrulara şaşırır olmuşuz. Tutamayacağım sözleri vermem. Sözünde duramayan insanlardan da hiç hoşlanmam.

-Seni ilk gördüğümde çok soğuk biri olduğunu düşünmüştüm, şuan ne kadar yanıldığımı anladım

Bazı insanları zamanla tanırız, bazılarını zamanla tanımadığımızı anlarız. Zaman kavramı herkes için farklı işler. Sevmek kalbin fıtratında vardır fakat bir insanın herkesle arası iyi olamaz. Herkesi sevmemiz, herkesle iyi anlaşmamız mümkün değil. Bir insan herkesle iyiyse muhtemelen iki yüzlüdür. Çok sevdiğimiz kişi bir gün düşmanımız olur, düşman sandığımız dostumuzdan iyi olur. Kimin ne zaman hayatımızdaki rolünün ne olacağını bilemeyiz. Bağıran herkes öfkeli midir gerçekten? Sessizlik, sakinlik midir her zaman? Çok ince detaylar içinde varlığımızı sürdürüyoruz. Bakış açın değiştiğinde değişiyor gördüklerin, tek bir doğru yok hayatta, sen bakarken altı, ben bakarken dokuz, birbirimizin yerine geçmeden anlayamayız ne gördüğümüzü. Bir insanı ilk gördüğümüzde dışındaki duvara odaklanırsak içindeki çiçeği hiçbir zaman göremeyiz.