18. bölüm

209 19 1
                                    

Gözümü açtığımda bi odadaydim ve üstelik karşımda leya vardı etrafıma baktım. En son arabadaydim nasıl gelmiştim buraya?

"Günaydın uykucuuu!" Diye bağırdı leya. Yüzümü buruşturup cevap verdim. "Sanada günaydın da ne bu enerji sabah sabah. Ve ayrıca beni kim buraya getirdi" dedim. "Tabikide çağan başka kim olabilir ki?" Dedi gülerek. Yüzüne dikkatlice baktım ciddi olup olmadığını anlamak için. Ama baya ciddi gözüküyordu öyleyse neden gülüyor? O çağanin eski sevgilisi sonuçta.. umarım bu işte biseylik yoktur.
"Ee hadi aşağı gelmiyor musun? Ülkü de uyandı bitek erkekler kalkmadi onlarida uyandiralim. Ülkü de kahvaltıyı hazırlasın" dedi ve beni kolumdan tutup cekistirdi. "Elimi yüzümü yıkasaydim bari" dedim hafif yüksek sesle. "Yikarsin canım hadi sen çağani uyandir bende yağız uyandirayim ordan da denizi uyandiririm sende elini yüzünü yıkayıp aşağı inersin olur mu?" Dedi. "Tamam" dedim ve çağanin odasına girdim. Yorgana sarılmış mışıl mışıl uyuyordu.
"Çağan" diye seslendim ama uyanmadi. Dokunmakta istemiyordum. "Cagan kalksana kahvaltı yapicaz" hala ses yoktu. Omuzuni tutup hafif salladım. "Heyy uyan artık!" Sonunda gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı. "Hadi kalk ve aşağı gel" dedim. Arkami döndüğüm de kolumdan tuttu. "Nereye" dedi uykulu sesiyle.. eridim!! "Elimi yüzümü yıkamaya" dedim. "Sanki daha çok benden kaciyomus gibisin" dedi yataktan dogrulurken. "Hayır" dedim ve hızla odadan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Herkes oturmustu caganda hemen benim arkamdan aşağı geldi. Hepimiz oturup kahvaltı yapmaya başladık. "Sizden bişey isticem" dedim.. "iste" dedi ülkü. "Hani siz vampirsiniz ya?" Dedim "ee" dedi çağan "işte artık vampir dinlemesi yapmasaniz olur mu?" Dedm "olur" dedi yağız. Gülümseyerek önüme döndüm. Kahvaltımız bitince hepimiz ayağa kalktık. "Dışarı çıkıp etrafı gezelim mi" dedim. "Ay süper olur" dedi leya. Yagizda onu taklit ederek aynısını dedi. Gülüştük. Ve hazırlanıp dışarı çıktık. Ormanin içinde yürüyorduk sadece ağaçlar vardı hiç bişey gözükmüyordu. "Ee ne tarafa gidelim" diye sordu deniz. "Sola" dedik çağanla ikimiz "hayır sağa" dedi leya

"Sola"
"Sağa"
"Ay tamam yeter" diyerek araya girdim. "Herkes nereye istiyosa oraya gitsin bence yine burda buluşuruz" dedi ülkü. Mantıklıydı. Herkes istediği yere gitmeye başladı. Çağanla ikimiz aynı yere gittik. Ama ikimizde konusmuyorduk. Uzakta kocaman bi ağaç görünce oraya doğru kosmaya başladım. "Nereye!" Diye seslendi çağan. "Şuradaki büyük ağaca!" Dedim koşmaya devam ederken. Çağanin yanıma gelmesi iki saniyesini almıştı. Ağaca çıkmaya başladım. "Düşersin" dedi çağan. "düşme-" daha lafımı bitiremeden kendimi çağanin kollarinda buldum. "Aynen düşmezsin" diyip sırıttı. Beni hızla ağaca çıkarttı. Burda kocaman bi kovuk vardı nerdeyse üç kişi sigardi. "Hadi gidelim artık" diyip inmeye başladımm "konussaydik bı" dedi çağan. "ne konuscaz" dedim. "Neden soguksun?" Dedi. "Ben mi sogum?" Dedim başını salladı. "Asıl sen soguksun leyayi hala sevdiğin apaçık ortada artık birak beni" dedim ve aşağı indim oda hemen pesimden indi. "Ben onu sev-" dedi ama lafını kestim. "Yeter dinlemek istemiyorum." Dedim ve yürümeye başladım. "Ama-" dedi devam etmedi ve peşimden gelmeye başladı herkes bulusacagimiz yere gelmişti bile. Eve gitmeye başladık ve sonunda geldik. "ben uyumaya gidiyorum" dedim herkes bana baktı. Leya yanıma geldi. "İyi misin bu saatte ne uyuması"  dedi. "Yorgunum" dedim ve yukarı çıktım.

Esrarengiz KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin