46. bölüm

62 7 1
                                    

artık sona gelmiştim sanırım.

zeynebe baktığım da gözleri ateş saçıyordu.

kollarimdaki ağırlık hafifleyince zeynebi ittirdim ve ayağa kalktım.

ama o çok güçlü olduğu için beni yine tutmuştu.

beni hızla yere serip üzerime çıktı ve vampir dişlerini boynuma geçirdi.

o acıyla güçlü bi çığlık attım. canım çok yanıyordu ve hareket edemiyordum. aklıma cebimde ki makas gelince elimi cebime soktum.

çok gucsuzlesmeye başlamıştım ama o makası almak zorundaydım.

elim makasa değince makası hızlıca çektim. ve ucunu açıp zeynebe sapladim. acıyla geriye savruldu ve ağzından kan akıyordu. tabi o kanlar benim kanimdi.

zeynep gülümsedi. "işte bunu yapmaman gerekiyordu" dedi ve makası hızlıca elimden çekti. koluma dayadi ve kolumu boyluca çizmeye başladı.

yine bi çığlık attım. çok kan akiyordu ve canım acaip yanmıştı. beni ağaca yaslayip makası boynuma dayadı.

"sona geldin Tuana" dedi.

artık ölmek istiyordum. belki de arkadaşlarım da ölmüştü çoktan.

onlar öldüyse benim de yasamamin bi anlamı yoktu.

gözlerimi kapatıp beklemeye başladım.

üzerimdeki güç azalınca gözlerimi açtım.

çağan gelmişti. ölmemiş yaşıyordu!

ama yaraliydi hemde çok yaraliydi.

zeynebi ağaca yaslayinca cagana baktım. çok sinirliydi. onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

"sende Tuana nin kanını istiyosun" dedi zeynep.

"Kapa çeneni!" diye bağırdı çağan.

ve ekledi

"eğer bir daha tuanaya zarar verirsen dilaraya yapacaklarımı tahmin bile edemezsin" dedi.

dilarada kimdi?

zeynebin gözleri dolmuştu.

"lütfen ona zarar verme ne istersen yaparım" dedi Zeynep

başım dönüyordu. ayakta zor duruyordum. gözümün önü kararınca duyduğum tek şey çağanin sesiydi.

___________

"fazla yormayin hastayı" dedi bi ses. büyük ihtimalle hastanedeydim.

arkadaşlarım peki onlar yaşıyor muydu?

gözümü acamiyordum. tüm sesleri duyuyordum ama gözümü acamiyodum işte.

"tek bi kisi kalsin yanında" dedi yine aynı ses.

oda boşalmıştı galiba sesler yok oldu.

birisi gelip elimi tuttu

"hadi Tuana aç gözlerini çok uzadı ama.. iyice uykucu oldun" dedi. bu sesi taniyordum.

çağandı bu.

acamiyordum gözümü.

"seni cok seviyorum Tuana. seni kaybetme ihtimalini düşündükçe bile mahvoluyorum" dedi ve sustu.

yavaş yavaş gözümü açmıştım

çağan beni görünce hızlıca odadan çıktı ve bi kaç dk sonra doktorla odaya döndü.

"nasıl hissediyorsun kendini" dedi doktor.

"yorgun" dedim zorlukla.

"bu çok normal. çünkü çok kan kaybetmissin" dedi gülerek.

ve ekledi

"sen bir kaç saat daha dinlen sonra taburcu olacaksın" dedi.

başımı salladım.

"ama kendini fazla yorma tamam mı" dedi.

"tamam" dedim.

"geçmiş olsun" dedi ve odadan çıktı.

herkes burdaydi. kimse ölmemişti.

"anneme söylediniz mi" dedim

"hayır" dedi leya.

"iyi yapmissiniz ben ona çıkınca söylerim" dedim.

___________

eve geleli yaklaşık 1 saat olmuştu. ve leyagile gitmek için hazırlanıyordum.
çağan vardı sadece yanımda.

"istersen bugün bende kal" dedi çağan.

olmazdı. çok yanlış olur onlarda kalmam..

"hayır.." dedim.

"neden" dedi.

"sende kalmam uygun olmaz" dedim.

beni birden kendine çekip sarıldı.

"çok korktum Tuana.. seni kaybetmekten çok korktum.." dedi

bende beline ellerimi sardım.

"bende seni kaybetmekten korktum çağan.. hepiniz öldünüz sandım" dedim.

geriye çekildi.

"neyse artık onlar geride kaldı hadi gidelim" dedi

evden çıktık.

_________

leyagile geldiğimiz de hepimiz sohbet ediyorduk.

"kolun nasıl oldu" dedi ülkü.

"biraz aciyo ama geçer" dedim.

leya çok tuhaf davranıyordu. geldiğimizden beri hiç konusmadi. sürekli gözü yerdeydi.

kapı çalınca herkes birbirine baktı.

"kim geldi ki" dedi Yağız.

"Zeynep" dedi leya.

"nasıl yani" dedi Yağız ve çağan aynı anda. biraz komikti ama şuan gülünecek ortam yoktu. o yüzden buna sonra gülecektim.

"herşeyi anlatacağını söyledi" dedi leya

"bana soylemeden nasil cagirirsin onu? o beni öldürecekti nerdeyse" dedim. sesim çok sinirli çıkmıştı.

çağan yanıma gelip elimi tuttu ve gözlerime bakıp gülümsedi

leya kalkıp kapıyı açtı.

"sen hep misafirlerini böyle kapı da bekletir misin" dedi. Zeynep.

leya ona ters bi bakış attı.

"hello gençler ben geldim nasılsınız" dedi Zeynep

bu kız ne yüzsüz bir şeydi böyle. sanki 40 yıldır arkadaşız. sanki bizi öldürmeye çalışan o değildi.

"hadi artık zeynep ne anlatacaksan anlat sonrada defol evimden" dedi leya.

"evet şimdi gerçekleri öğrenme zamanı" dedi ülkü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Esrarengiz KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin