6

19 2 1
                                    

Konuşmamızın ardından bir gün geçmişti.

Yapacak hiç bir şey yoktu , ya ikimiz açlıktan ölecek ya da Eren'in dün anlattığı planı uygulayacaktık.Konuşmamızdan sonra ikimizin de ağzını bıçak açmamıştı.Eren'in benden böyle bir şey istemesine gerçekten çok şaşırmıştım , onun için bir arkadaştan fazla olduğunu daha net anlamıştım biz öz kardeş gibiydik çok küçükken tanışmıştık ve birbirimize hep destek çıkmıştık, aklımda tek bir soru vardı (ya olmazsa?) ya bunu başaramazsak o zaman bana ne olur onu düşünemiyorum. kardeşimi can dostumu kurtaramazsam , ama bunu yapmazsak da ikimiz ölecektik ve hiçbir geri dönüş şansımız olamayacaktı.

Kulağıma fısıltılar geliyordu (öldür onu, sen kurtulabilirsin , tek yapman gereken şey onu öldürüp kanının bir damlasını içmen...) kafayı yemek üzereydim bu fısıltılar her geçen gün dahada artıyordu ve buda oldukça rahatsız ediyordu...

Sürekli Eren' i öldürmem gerektiğini söylüyor yoksa ikimizin de ölüceğinden söz ediyordu..

Eren yanma geldi ve (Daha ne kadar beklicez ben susuzluktan ölmek üzereyim .)

Bunu duyduğumda gözlerim dolmuştu ona bunu nasıl yapabilirdim. üstüne üstlük bunu benden isteyen kişi kendisiydi gerçekten onu hiç bu kadar istekli görmemiştim.

Aradan bir gün daha geçmişti Eren 'in yanında uyuya kalmıştım, ve kafamı ona çevirdiğimde baygın olduğunu gördüm. Hemen nabızını kontrol ettim .Yaşıyordu ama bir günü daha geçirmesi imkansızdı.

Kulağıma daha çok fısıltılar geliyordu sürekli uzaktan gelen bir ses ( öldür onu, öldür onu , öldür onu...)

Kafayı yemiştim, tam anlamıyla delirmiştim.

Elime büyük bir cam parçası alarak Eren'e doğru yaklaştım tam boğazına yaklaşmıştım ki eski güzel anılarımız aklıma geldi..

Durup ağlamaya başladım ben ağlarken sesler daha da artıyordu hemde hiç olmadığı kadar.

Biraz daha durursam Eren ölecekti ve benim onu kurtarma şansım hiç olamayacaktı.

Derin bir nefes çektim içime ve yere düşen cam parçasını alıp boğazına dayadım gözlerimi kapatıyordum, çünkü onu böyle görürsem bir daha eskisi gibi olamayacağımın farkındaydım..

Derin bir kesikten sonra nabızının atmadığını fark edince öldüğünü anlamıştım..

Ama sesler hala peşimi bırakmıyordu.(Sırada kanını içmek kaldı...)

Parmağıma bir damla kan alıp dilime götürdüm bunu yaptığıma inanamıyordum..

Bir yandan çığlık atarcasına ağlarken diğer yandan kendimi terk edilmiş hastanenin bahçesinde buldum.

Arabamın yanı başında oturuyordum...

Cehennem Muhafızları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin