Bu Cehennemden nasıl çıkabiliriz , nasıl evimize dönebiliriz bilmiyordum her şey karman çormandı.
Eren'e dönüp baktığımda artık buranın kasvetli ve bi o kadar da ürkütücü havasına alışmış duruşu sinirlerimin daha da gerilmesine sebebiyet veriyordu.
"Burası hakkında ne kadar şey biliyorsun Eren."
Düşünür gibi elini çenisinin altına yerleştirdi "Aslında buraya geleli çok bi zaman olmadı şatonun arka bahçesinde muhafızlara eğitimler veriliyor, günlük antrenmanlar yapıyoruz daha sonra şatonun bazı işlerine yardım ediyoruz beklediğim kadar havalı bir şey değilmiş cehennem muhafızı olmak."
Alayla koluma vurduğunda bende hafif tebessümle karşılık verdim.
Eren'den beklediğim cevabı alamayınca Nisa buraya nasıl geliniceğini biliyorsa elbette burası hakkında da bir şeyler biliyodur umuduyla kaldığımız odaya gitmek için arkamı döndüğümde Eren'e "Ben kaldığımız odaya Nisa'nın yanına gidiyorum." Eren ağzı bir karış açık bana bakıyordu "S-sen az ö-önce ne dedin."
Ah benim aptal kafam Nisa'dan bahsetmemiştim Eren'e özlem giderelim derken buraya nasıl geldiğimizi anlatamamıştım.
"Eee şey yani bunu daha önceden söylemem lazımdı biliyorum özür dilerim çok kızıcaktın ama başka şansım yoktu, ondan başka bana yardım edebilecek birisi yoktu Eren, o hastaneden çıktığımda hemen Nisa'nın yanına gittim biliyorsun üniversiteden beri garip bir şekilde öteki dünya ya meraklıdır ne yapayım aklıma ondan başkası gelmedi. Çok üzgünüm sevdiğin kadını bu işe bulaştırmak istemezdim."
Eren anlayışlı gözlerle bana bakıyordu anladım dercesine kafa salladı ve bir kez daha bana sarıldı. "Zaten bu işten Nisa'ya bahsetmesen şuan karşımda olamazdın seni man kafa."
Alayla omzuma vururken
"Gel o zaman Nisa'nın yanına gidelim."
Kapıdan çıktık ve kaldığımız odaya doğru gitmeye başladık konuşa konuşa odaya vardığımızda Nisa'nın arkası bize dönüktü boş duvara bakıp bir şeyler düşünüyordu.
Eren hızlı adımlarla yanına gittip oturdu "Uzun zaman oldu."
Nisa başını Eren'e doğru çevirip boynuna atılması bir oldu.
Bu iki küçük aşığın duygularını anlamak hiç de zor değildi.
Nisa Eren'e büyük bir özlem ve tutkuyla bakıyordu aynı zamanda Eren'in bakışlarıda teşekkür eder cinstendi.
"Hasret gidermeniz bittiyse buradan nasıl çıkacağımızı konuşalım."
Nisa'nın beni yiğecek gibi bakmasından birbirlerine doyamadıklarını anladım ve dudaklarıma fermuarı çektim.
Eee sonuçta ilk romantik anlarını Cehennemin şatosunda yaşıyorlardı üstelik dünya da o kadar zamanları ve mekan da daha uygunken.
Kendi kendime gülüp bende derisi soyulmuş oldukça eski koltuğa bıraktım kendimi...
Nisa Eren'e buraya nasıl geldiğimizi anlatıyordu karşılaştığımız o ürkütücü yaratığı ,Alya'nın burada olduğunu..
"Bende buraya ilk geldiğimde Alya'yı görmüştüm çok şaşırmıştım üstelik Alya canlı bir bedende buradaydı ama nasıl ve neden buraya geldiğini bende bilmiyorum burada ki herkes ona saygı duymam gerektiğini söylüyor ona Lilith diyorlar."
Nisa'nın buz kestiğini bakışlarından anlayabiliyordum Eren'in anlattıkları bana her ne kadar anlamsız gelse de Nisa bir şeyler biliyordu çocukluğundan beri annesi tarafından anlatılan hikayelerle...
Nisa bir bana bir Eren'e bakarken tek düze bir sesle
"Alya Cehennem Leydisi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Muhafızları
FantasyAşk insanı kör eder, sağır eder ve kendini durdurmayı bilemezsen yakında tüm duyularını mühürler...