Cehennem Muhafızları

16

Hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçmişti, ağzım resmen bir karış açık hayatımın aşkına bakıyordum..

Onu görmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki içimde bir karıncalanma meydana geldi.

Huzursuzluğun yanında heyecan daha da baskındı ve bu heyecan tırnaklarımı kemirmeme neden oluyordu.

Afallamış bir şekilde bir Alya'ya bir Nisa'ya bakıyorudum.

Kekeleyerek "S-sen nasıl?" kulaklarım duymamaya ellirim titremeye başlamıştı.

Sevdiğim kadının burada ne işi vardı ölü müydü diri miydi ?
Hiçbir fikrim yoktu...

Yanımdaki muhafız karşımda duran heybetli ve oldukça çirkin yaratığa bizi göstererek "Majesteleri şatonun girişinde bu iki insanı gördüm ve sizin huzurunuza getirdim."

Karşımdaki yaratık uzunca bir süre yüzümü inceledikten sonra "Kimsiniz siz ve buraya insan bedeninde nasıl gelmeyi başardınız?"

Nisa öne atılarak "Biz bir arkadaşımızı buradan kurtarmaya geldik o öldü ve buraya gelmesinin nedeni cehennem muhafızı olmaktı."

Ürkütücü yaratık adeta kükreyerek "Sen bu kadar bilgiyi nasıl bilebilirsin aciz insan."

Nisa biraz duraksadıktan sonra "Annem anlatmıştı." dedi kısa ve öz bir şekilde.

"Annem çocukken hep bana cezalı ölümlülerle işbirliği yaptığını anlatırdı tabii o zaman ne demek istediğini anlamazdım ama biraz araştırdıktan sonra cezalı ölümlülerin, öldükten sonra cehenneme gelen insanlar olduğunu öğrendim."

Nisa'ya donuk bakışlarımı sunarken birden "Sen ne için geldin." Diye sordu görkemli tahttaki yaratık.

"Bende aynı sebepten geldim arkadaşım Eren'i buradan kurtarmak için."

Aciz gözükmemek için başımı dik tutmaya çalışıyordum ama suratına bakabilmem için kör olmam gerekebilirdi.

Dünyada görmediğim rahatsız edici görüntü vardı bu karşımdaki yaratığın...

Yanımda ki muhafız "Majesteleri ne yapalım bu iki dünyalıyı?"

"Muhafızları kaldığı odalardan birini verin yarın size ne yapacağımı düşünücem."

Ardından muhafız kolumuzdan tabiri caizse sürüklercesine kapıdan çıkardıktan sonra yavaş yavaş üst kata ilerlemeye koyulduk...

Burası öyle kasvetli öyle iç karartıcıydı ki bi an içime bi huzursuzluk çöktü duvarlarda soyulmuş boyalar, tavanlarda yanık izleri ve rutubet kokusuyla kalacağımız odaya doğru ilerlemeye devam ettik...