Nisa'nın evine doğru yola koyulmuştum her ne olursa olsun , bu yaptığım ne kadar kötü olursa olsun bana ihtiyacı olan insana yardım edecektim.
Eren'i ne pahasına olursa olsun kurtaracaktım , kendime zarar vermem gerekse bile.
Yirmi yirmibeş dakika içerisinde Nisa'nın evine varmıştım.
Dış kapı ziline bastım kısa zamanda kapı açıldı Nisa kapıda sevecen bir şekilde karşılamıştı beni.
O da sevdiği adamı kurtarmayı çok istiyordu onlar ne kadar birbirlerine söylemeselerde birbirlerini seviyorlardı ve ben onların sevgilerini Eren'i kurtararak tekrar filizlendirecektim.
Eve girdiğimde ağır bi koku beni karşılamıştı, Nisa'nın odasına geçtiğimizde tahmin eder gibi bi ifadeyle "Sanırım bir insanın vücudundan parça buldun da geldin öyle değil mi?"
Cebimden hızla çıkardığım peçeteyle beni izliyordu elimi sallayarak gösterdiğimde "İşte ta kendisi."
Gözlerine baktığımda resmen irisleri bana gülümsüyordu.
Ona Eren'in öldüğü haberini verdiğimdekiyle çok farklıydı Nisa'yı çok tanımamama rağmen bu kısa zamanda onun Eren'e ne kadar aşık olduğunu anlamıştım.
Kim bilir Eren şu an ne düşünüyor, ne yapıyordu..
Elimdeki peçeteyi açıp avucunun içine aldı saç tutamını bunun kimin saçı olduğunu bilse yapmakta tereddüt edebilirdi Aslı, Nisa ve Alya üniversitede çok yakın arkadaşlardı ama uzun zamandır Alya'yı göremiyordum Aslı ve Alya ikiz kardeşlerdi zaten Aslı'yla ayrılmamın sebebi Alya'ya olan aşkımdı nedendir bilmiyorum ama bir şey beni Alya'ya çekiyordu.
Ve ben uzun zamandır onu görmemiştim gerçi kardeşini öldürdüğümü duysa benden ne kadar haz ederdi bilemiyorum ama...
Nisa çıkardığı kazanın içine saç tutamını bıraktı içene bilmediğim bir takım renkli sıvılarda dökmüştü "Şimdi sıra bir hayvanı kurban etmekte." Bunu söylerken gözleri patlamıştı , sanırım onun bu vahşi ruhu annesinden geliyordu diye düşünüyorum...
"Ne gibi bir hayvan olabilir peki?"
"Hayvan neslini korumak açısından ve bir sürü taşıyıcı hastalık taşıyan fareler olabilir aslında."
Hayvanlara asla kıyamazdım herhangi bir hayvana asla zarar vermezdim ama bu olay beni başka başka yerlere götürmüştü Nisa'nın annesinin dediği şey bu büyü yapılan insanlar için kesin ölür dememişti umuram ki Aslı'ya bir şey olmaz sonuçta aramızda hiç birşey yoktu ne sevdiğim ne düşmanım ama hiç bir insanın yoktan yere ölmesini istemiyordum.
"Fareyi nereden bulucam peki?"
"Petshop'a gitmeye ne dersin?" Şuan hiç birşey umrumda değildi nereden bulacağımız hangi hayvanı kurban edeceğim sadece o Cehenneme gidip Eren'i kuratmaktı amacım.
"Hadi acele edelim o zaman ."
Hızla evden çıkmıştık arabaya binmemize gerek yoktu çünkü Nisa'nın evinin hemen iki sokaka ardındaydı Petshop.
İlk defa şans yüzümüze gülmüştü.
Dükkana vardığımızda bir kafesin içinde hemstır almıştık çünkü fare bulamamıştık doğrusu ikisi de benim için çok kötü seçeneklerdi bu hayvanlar için çok üzülüyordum ama bu küçük tatlı hemstır bir insanın hayatını kurtaracaktı bu açıdan bakıldığında çok da dehşet verici durmuyordu.
Koşar adımlarla eve vardık kapıyı açıp odaya girdik "Bu hayvanın kanını akıtmadan öldürmen gerekiyor eğer bi damla bile kan akarsa bu Aslı'nın sonu olur."
"Çok kolaymış gibi söylüyorsun ama kusura bakma Nisa'cığım hergün ben bir hayvan öldürmüyorum!"
Derin bir iç çekti "Tamam içeriden fare zehri getiriyorum."
Resmen sınırıma gelmiştim hem Aslı'ya ne olucağını bilmiyordum hemde bu büyü işe yararsa Eren'i nasıl kurtaracağımı...
Nisa elinde bir torbayla geldi ve hemstırın yemine zehiri kattı hayvanın saniyeler içinde ölümüne şahitlik etmiştim.
Bu benim için çok zor şeylerdi hayatımda hep sakin birisi olmuştum bu kadar entirika bana fazlaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Muhafızları
FantasyAşk insanı kör eder, sağır eder ve kendini durdurmayı bilemezsen yakında tüm duyularını mühürler...