10 Eren'in anlatımı

11 2 1
                                    

Sıcak , çok sıcak..

Sönmeyen ateşin külleriyle kaplı suratımda gezindi ellerim , her yerim simsiyah islerle kaplanmıştı.

Hayalini edemeyeceğin bir atmosfer, kuşların cıvıltısı yerine kaynayan lav sesleri.

Tahmin ettiğim gibi cehennemin ta kendisindeydim.

Hatırladığım tek şey hastane morgunda Emirhan'la olan konuşmamızdı.

"Beni öldür." Diye sayıklıyordum ve sonrasında buradayım tahmin ettiğim şey olmuştu ama başka şansımız da yoktu ya ben sonsuza dek ölücektim ya da Emirhan beni buradan bi şekilde kurtaracaktı.

Umarım çabalıyor dur çünkü burası gerçekten katlanılmıcak derecede sıcak, nefes almak çok zor resmen durduğun yerde işkence çekiyorsun.

Bulunduğum noktaya bakarsak yer kaynayan lav ve havada ateşin dumanları vardı.

Göz gözü görmüyor her yer kapkaranlıktı bana ne olucağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Umarım umduğum kişi yardımıma koşar diye dua etmeye başladım, üniversiteden beri göremediğim sevdiğimi asla söyleyemediğim Nisa o beni kurtarmaya gelecekti bundan adım gibi eminim.

O bu işlerde çok yeteneklidir üstelik annesi de bir büyücüydü kısacası buradan kurtulmanın tek yolu Emirhan'ın bu durumdan Nisa'yada bahsetmesiydi.

Düşüncelere dalarken karşımda simsiyah uzunca gövdesiyle bi varlık duruyordu varlık diyorum çünkü insana asla benzemeyen bu şey derisinden alevler fışkırtıyordu adeta..

Bana biraz daha yaklaşıp kulağıma "Sen şeytanın hizmetkarı insan, Efendi'nin huzuruna çıkmak için Cehennem şatosuna götürüleceksin, inkar edersen kaynayan lavların dibini boylarsın."

Korkudan altıma yaptığıma yemin edebilirim ama kanıtlayamam bu da neyin nesiydi böyle?

Bu kokuşmuş canavarda kimdi ve Şeytana efendi mi dedi o ?

Hadi canım ordan burası harbiden cehennem mi ?

Bunları düşünürken çoktan kelepçelenmiş ellerime bakakalmıştım demirin sıcaklığı derimi yaksada, her nefes alışımda ciğerlerimin harlanmasından daha kötü olamazdı doğrusu..

Bir kaç dakikanın ardından şato kapısına varmıştık devasa demir kapılarda muhafaza benzer beni kelepçeleyen yaratıklardan vardı kapıda..

Yanımda ki şeye sordum "Siz nesiniz böyle." Hiç beklemeden cevap verdi "Cehennem Muhafızlarıyız şeytanın hizmetkarları."

"Beni ne için şeytanın yanına götürüyorsunuz peki."

"Dünya ya gönderdiğimiz muhafızlar seni seçmişler sen yeni Cehennem Muhafızısın."

"Ya olmak istemiyorsam?"

"O zaman efendi seni cezalandırır."

"Ne gibi bir cez-"

"Bu kadar fazla merak edersen de cezalanırsın insan."

"Benim adım var bi kere seni kokuşmuş pis yaratık."

Cevap vermeden yürümeye devam etmiştik, karanlık bir şatoydu burası, devasa kuleleri olan paslanmış demirden yapılan duvarlar vardı..

Kalenin kapısına geldiğimizde iki muhafız bize kapıyı açtı ve içeri girdik..

İçerisi resmen yanık kokuyordu , burada olan ölüler nasıl rahat edebiliyor diye düşünürken yanımızdan geçen bir ruh olduğunu gördüm bunlar cezasını çekmek için cehennem gelen insanlardı ama ben farklıydım ben buraya muhafız olmak için getirtilmiştim o yüzden hala insan bedenindeydim.

Bir anda duraksadım ve karşımda olan devasa zincirlerle donatılmış kapıya bakakaldım..

Cehennem Muhafızları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin